Dün işe güce bakamadım,
Yine seni aradım kız…
Çünkü seni göresim gelmişti,
Mahalleyi kolaçan ettim ama bulamadım.
Sonra beni şu ayaklarım,
En son buluştuğumuz yere götürdü,
Hava yine kapalıydı iyimi,
Tıpkı o gün ki gibi sisliydi…
O dut ağacının çıplak kalan,
Cılız dallarının altına vardım,
Kahve tonlu köklerinin üstü,
Kurumuş yapraklarla örtülüydü.
Oturacak bir yer aradım,
Çalıların dipleri bile nemliydi,
Sonra çalılara dikkatlice baktım,
Bir kısmı kırılmış yere seriliydi.
Gözlerim takıldı birden,
Birkaç metre ileriyi süzdüm,
Aman Tanrım dedim bu da ne
Biliyor musun hem sevindim hem de ürktüm,
Çünkü ayak izlerine rastladım aniden;
Ellerimle okşayarak toprağını örttüm.
Sende mi özlemiştin yoksa kız!
İsmini çakıyla kazıdığım,
O ağacın altına oturup;
Sırtını gövdesine dayamışsın,
Kim bilir ne hayaller kurmuşsun…
Artık niye niçin diye sorma,
Çünkü izin düşmüş ormana,
Çünkü mis gibi kokun sinmiş;
Şu yaşanan sonbahara.
Kayıt Tarihi : 22.12.2014 00:37:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!