Sözcüklerin doyumsuz fırtınasında saf ve yalındır yolculuk
Bir şimal rüzgârı eser uzaklardan, savrulur sevdanın külleri
Ölümsüz bir şarkı, bitimsiz bir hikâye gibi aşar kilometreleri
Sarıp sarmalar iki sonbahar kelebeğini efsane bir sonsuzluk…
Seni bana bağlayan gizem bağlarıyla bağlandım yüreğine. Açmayan umutlarım vardı gönül bahçemde. Çölümdeki kaktüsler susuz, yüreğimdeki ay’lar ışıksız, gönlümdeki yıldızlar dargındı gecelere seni tanımadan önce. Sözcüklerinin doyumsuz fırtınasında saf ve yalın bir yolculukla ülkene uçtum, bir şimal rüzgârıyla nehirlerine daldım ve ölümsüz sevda külleriyle ruhuna doldum.
Hayatta ben en çok babamı sevdim
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Devamını Oku
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim