ayrılık kanıma karışmış zehirliyor
acısı yüzünde kırış kırış
sonbahar yelesinden tutmuş rüzgarın
köşe bucak dolaşıyor odaları
şehirde menekşeler
zehirli dumanları damar damar yudumluyor
bir fırça yapraklarını sarıya boyuyor
bir el dalından koparıyor birer birer çiçekler gaipten davet almış gibi
akşamdan tel tel sararıyor
şafakta ise onlara gülümseyen
ölümün gizemli yüzü oluyor
radyasyonlu sular içiyorum
içim buruşuyor
soluyor ruhumda ümitler tane tane
hücrelerimde ölümcül hastalıklar
derimde kapanmayan yaralar
dudaklarımda sıkı sıkıya tuttuğum bir sayha
hangi evrede yaşandığı bilmediğim
sisli kaoslar içinde bir zaman
zaman günlerden ne
tarih kaç
asır hangi asır
kimlerin hülyasıdır çiğnenen
tarihin çarkları arasında
yürek mangalında parlayan kıvılcımlar
dışarıda soğuk havalar
serçelerin yaralı kanatlarında
dolaşıyor sonbahar
bir bilinmeze doğru akıyor zaman
belki de veda vaktidir her an
Kayıt Tarihi : 13.3.2005 12:08:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!