Sonbahar Hüzün Kokar Sen Olmayınca Aşkın ve hüznün mevsimidir
sonbahar.Tutkuyu dindiren, araya soktuğu hasretle aşkı sarartıp
solduran bir mevsim… Kayan yıldızların götürdüğü insanlar gibi
dalından düşen her yaprak bir aşkı soldurur sonbaharda… Ayrılığı,
hasreti, hüznü yaşatır…Sarıdır sonbahar; serin ve sarı…Tıpkı ölüm
gibi, tıpkı tükeniş gibi, gurbet gibi, çaresizlik, umutsuzluk, özlem
gibi…Tıpkı tutunamayış gibi…Ürkütücü, üşütücü, kahredicidir. Sona
varmaktır sonbahar; yok olmanın sınırında tükenip bitmek… Zamanın
telaşa kapılması, akşamların tez olması, sabahların nazlanması,
takvimlerin son bulmasıdır. Ve gözyaşıdır sonbahar; doymamışlığın,
kanmamışlığın, yetmemişliğin gözyaşı… Kendi göz yaşınla ıslanmanın
çaresizliği, kendi yalnızlığında üşümenin hüznü, kendi içinde
kaybolmanın dehşetidir… Güneşi solmuş bir aşktır sonbahar; her gününü
kurumuş bir yaprak gibi yaşayan, ayrılığa, hasrete ve hüzne bulanmış
bir aşk… Bülbülü güle müptela kılan şemsin etrafında dönen pervanenin
varlık sebebi aşk… Yakan, eriten, yok eden, sonra yeniden yaratıp
ölümsüz kılan bir aşk… Ve aşk; sona gelmişken sana gelen aşk… Bir
sonbaharda tanıdım seni; gökler ağlamaya hazırdı, yapraklar kurumuş ve
her şey sararmıştı… Sarı; ayrılığın ve hüznün rengi, sarı; ürkek
yüzünün, korku dolu bakışlarının rengi, sarı; seni karşıma çıkaran
akşamın rengi, vuslatımın, mutluluğumun, sonumun ve baharımın rengi…
Sarı, solgun ve kurumuş bir sonbahardı seni karşıma çıkaran… Tutkusu
dinmiş, ateşi sönmüş, devranı geçmiş bir sonbahar… Karanlıkta parlayan
yıldız gibiydi gözlerin sonbaharda, kuruyup solmayan bir tek kalbin
vardı ve dünyayı yalnız umudun tutuyordu ayakta… Ellerin titriyordu,
gözlerin titriyordu, yüreğin titriyordu. Rüzgar, yüzyıllardır söylenen
bir şarkının nakaratı gibi aşkı fısıldıyordu bütün bedenine. Ve aşk
dünyayı kuşatıyor, yaşama karışıyor, ölüme siniyordu. Her şeyi var
eden yüce kudretin verdiği, usta bir heykeltıraşın elindeki çamur gibi
benliğimi yoğurup hamlığımı aldığı saati seni tanıdığım gün. Yaşamış
olduğum tüm vefasızlar ve yaşadığım bütün aşklar adeta , beni
kusturmuştu hayata. Kedere bulanmış bir sonbahar günü ben kahve kokan
gözlerinde yanarken… Zaman, sonbaharın hüzün kokan renginden sana
gülümsüyordu. Aşka kavuştu, sarı yapraklar içinde her yer. Hüzün ünün
toprak kokan yer gök senin aşkını selamlıyordu… Aşk beni tükenmiş
küllerimden yeni baştan yaratıp aşkına bağladı. Ey varlığıyla sarhoş
eden sevgili!.. Sarhoşluğumu gönül pınarında baki kıl… Gözlerinle
kutsadığın gönlüm, her anımı seninle geçirmekten yücelsin… Seni
severken sevmenin ve yaşamanın tadına varayım… Seninle olup seninle
solayım, seninle doğup seninle öleyim, hep sende kalayım… Ey
sevgili!.. Bil ki; başım sensin sonum sen, gecem sensin günüm sen,
yazım, kışım, baharım… Son baharım sensin… Düşlerim seninle yaşam
bulur.
Halil Doğan 2
Kayıt Tarihi : 12.1.2019 11:36:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
...
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!