Sonbahar her haliyle "İşte geldim, buradayım!" diyor. Yapraklar, yaralar gibi dökülüyor. Yağmur, gözyaşları gibi dinmiyor. Hava, yalnız bedenler gibi soğuk, üşüyor. Camda yağmur damlalarını izlerken gözler titriyor. Oda karanlık, sokak lambasının ışığı vuruyor duvarlara. Duvarlarda gölgeler savaşıyor. Pencerenin pervazından içeri giriyor rüzgâr. Masayı aydınlatan mum sönüyor. Mektuplar yine yarım kalıyor. Sonbahar neden sürgüncü bir diktatör gibi kuşları göçe zorluyor, yaprakları renginden, dallarından ediyor?
Çocukluk, o derin ırmak çağrısı
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Devamını Oku
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta