Savrulurken yaşadığımız mevsimler sonbahara
Ne kalır bu sudan bu aşktan bu gökyüzünden
Bu denizden ne kalır bu sürgünden
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
SONBAHAR HÜZNÜN MEVSİMİDİR. ŞİİRLERİN DE KENDİSNE BENZEMESİ DOĞALDIR BU MEVSİMDE. KUTLADIM DİLEK HANIM. SEVGİMLE...
Geçen günle gidenler, anılar olup geri döner.
Bu mevsimde başka ne düşünülebilir?
Duygu dolu mısralar, Şairi kutluyorum.
geriye bu şiir ve şiirler kalır.. kutluyorum.. saygılarımla..
Az söz ,ne çok anlam. Kutlarım dizeleri...Merhaba diyerek , yol açıklığı diliyorum.Sevgilerimle...
Küçücük bir ekleme yapmak geçti içimden:Hani sormuşsunuz ya ,'Ne kalır ?' diye...
'sen yalın ayak yürü git
kalırsa bir iz
kalsın,sevgiden yana
savrulup gitsin o da...
bir türkü olsun
söylensin sevgi sevgi
bir şiir olsun
okunsun barış barış
bir el olsun
şefkat şefkat
silsin göz yaşını
yalın ayak yürü hep
incinmesin toprak
ezilmesin çimen _________h.g /Diyesim geldi...Tekrar merhaba :))
içimiz taşlaşmıyorsa bu dünyanın gidişatından evet savruluruz
Kutluyorum güzel şiirinizi ...........tüm yüreğimle ve tam puanımla..........Saniye Sarsılmaz
Toplam on beş/yirmi sözcük...
Sözde soru biçiminde birkaç soru;bilinen tek bir yanıt: hiçbir şey (kalmaz)
Olay katındaki değişmeleri ve bunların nedenlerini duyumsatıcı yapı içinde kendinde tutan bir şiir görgüsü.
Okumak bir emektir.Kısacık olmasına karşın bu şiir okumaya değiyordu.
Özen'e / emeğe erdemle.
Özde anlatılmış herşey.... Kutluyorum kaleminizi... Saygılar... Soyalar...
Off… offf…
Sonbahar rüzgârları,
Bir de kara bulutları toplar başıma;
Bir yağmur çiseler, inceden… ince…
Yorgun arzular üstüne.
İşte o an;
Ben bir kuru yaprak olurum.
Rüzgârların önünde,
Hep bir meçhule,
Sürüklenir dururum…
Naçzizane ''Sonbahar Rüzgarları'' adlı şiirimden mısralarımla, duygu selinizde damla olmak istedim.
kısa şiirinzde anlamlar uzundu ve... önemli olan da az konuşarak çok anlatmaktır diyorum, yürek sesinizi tebrik ediyorum.
saygıyla.
Yaz bitti sıcak gülüşler kaldı geriye
Terkettik mavilikleri
Dönüp arkamızı gittik haince
Denizi kendi haline bıraktık
Sahilde hırçın martı çığlıklarını
Kimbilir nerdedir tenine yapışan kum taneleri
Bir karınca yaşıyordur belki de ayak izinde
(Yaz bitti şiirimden)
Bir ayak izi bile kalsa yetmez mi??Yüreğinize sağlık..sevgi ve saygıyla
Bu şiir ile ilgili 11 tane yorum bulunmakta