Önce bir eylül geçti bakışlarımdan, sırılsıklam.
Uçuşan bulutlarla deli-divane bir gökyüzü geçti.
Geçti son ışıklarıyla bir güneş, bir kocaman gül,
Bir kuru dal, bir sarı yaprak, bir durgun su.
Islak kanatlarında umut taşıyan muhacir kuşlar geçti.
Sonra bir ekim geçti, ölümsüz sevgilerle dolu dizgin.
Eteklerinde yazdan artakalmış körpe çimenler geçti.
Geçti en güzel yüzüyle asil ve mağrur bir kadın;
Dağılmış saçlar, buğulu gözler, dudaklar, eller..
Ilık sesinde ışık çağlarından uğultular geçti.
Bir sonbahar geçti, yaprakların altın parıltısında.
İki hayal gibi iki yürek geçti bir tepeden.
Geçti, sonsuzluğa uzanmış elleriyle nurdan bir çocuk.
Hür çığlığında mavi, mor, yeşil, turuncu ve sarı
Ve bir renk çağlayanından beyaz duygular geçti.
Nihayet zaman geçti, pençesinde çırpınan bir kuş...
Zalim saatler, günler, aylar, mevsimler geçti.
Geçti yenilmez kahramanlar.. O eski tanrılar...
Kıyısız deniz, ufuksuz gök, orman ve sonrasızlık
Ve çöl sabahlarında uyanılmış derin uykular geçti.
Kayıt Tarihi : 9.8.2004 17:26:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!