Uzun zamandır ihtiyar Gustav’ın kulübesindeyim.
On altılarındaki Mary ağılda inek sağıyor.
Dışarıda korkunç tipi var; lapa lapa kar yağıyor.
Yanımda yoktur, yorgun düşmüş atımdan başka bir şeyim.
Birden bire dönüyor, tutkunca bir eda ile boğuk;
“Demek ki ayrılıp, uzaklara gidiyorsun ha? ” diyor.
Gerçekten Onun zümrüt yeşili gözlerden ayrılık zor.
İçerisi birden kıvılcımlanıyor, dışarı soğuk.
.
Ona emanet ederek, hasrettiğim ömrü hayatımı.
Çözüyorum batmanın halkasından yavaşça atımı.
Ben gibi gider gider, döner geri gelir aşkı tadan.
Kaç defa sonbahar gelecek, kaç defa yaprak solacak.
Kim bilir ki; şu zayıf irademe hâkim olamadan,
Pişman, ezik, düşkün, üzgün kaçıncı dönüşüm olacak.
Not: Gustav Flobrt’ten Türk şiiri geleneğine uyarak tercüme
ettim. Türk şiirinde 17 hece pek kullanılmadığından Fransızca
daki harfi tariflerin bulunduğu heceleri Türkçe sıfatlarla
doldurarak zenginleştirmeye çalıştım. Kafiye düzeni için
orijinal sözleri değiştirdim. Kafiye düzenine sadık kaldım.
Kayıt Tarihi : 23.8.2012 13:15:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!