Son Yolculuk Şiiri - Erol Solmaz

Erol Solmaz
32

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Son Yolculuk

Ömrünün baharında genç bir delikanlıydın,
At gibi tepinirken dinamiktin canlıydın
İsyanla yaşıyordun, ölüm yok mu sandıydın?

Son nefesi verirken sana telkin yaparlar
Şimdi ümitsiz vakâ, artık Hakk'a taparlar.

'Gözünü aç evladım, bu dünya sahte, yalan'
Bir kez demedi sana, bey-namaz anan-baban,
Şimdi boşa çırpınma fayda vermez ki çaban,

Son nefesi verince imamı çağırırlar
Dostların etrafında ağlaşır, bağırırlar.

Toz pembe görünürdü her an dünya gözüne
İşlediğin günahı çarpacaklar yüzüne
Süslenipte düşerdin manitalar peşine

Artık temiz ola diye cesedini yıkarlar
Sonra pırıl pırıl bir kefen ile sararlar.

Ne hayallerin vardı, ümitle dopdoluydun
Dünyada malın, müklün sen paranın kuluydun
Bir kez ciddi olmadın hep cıvıktın, suluydun

Şimdi saf tutup herkes cenazeni kılarlar
Dostlarının omzunda, mezara kaldırırlar.

Gözü kara yiğitti, hiç kimseden korkmazdı
Devirdiği rakının hesabı sorulmazdı
Kabadayılıkta hiç benzeri bulunmazdı

Münker, Nekir gelirde seni şöyle süzerler
Orda dayılık sökmez! Belki seni üzerler.

Arabaya merakı oldukça fazla idi
Süratini sormayın, haddinden hızlı idi
Bir akşam hem alkollü, yanında kızlı idi

Melekler hesabına yavaş yavaş başlarlar
Suallere yanıt yok, şimdi seni haşlarlar

Gözleri çift görmeye, bulanmaya başladı
Frene basıym derken, yanlışlıkla gazladı
Yük kamyonu karşıdan, tam önünden tosladı

Mezarında bin çeşit akrepler ve yılanlar
Sokuyor, ısırıyor, bitene dek isyanlar.

Erol Solmaz
Kayıt Tarihi : 13.8.2008 18:19:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!