Son Yolculuk Şiiri - Mevlüt Karadağ

Mevlüt Karadağ
48

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Son Yolculuk

Varıp çaldım kapısını cananın
Ne kapıyı açtı ne araladı
Bir kere istedim halini soram
Ne yüzüme baktı ne sıraladı

Dünyaya küstüğü belli halinden
Gonca güllerini kırmış dalından
Uzandımki tutam minik elinden
Ne merhaba dedi ne tokalaştı

Sen böyle değildin ne oldu sana
Sararmış yaprağın dönmüş hazana
Dil tekellüm etmez beden virane
Bülbüller uçmuş kafes gibisin.

Ne kaldırdı başın ne kıldı nazar
Dağınık saçlar olmuş tarümar
Gitmiş pembe rengi kalmış bir hayal
Işıkları sönmüş kandil gibisin

Yıkmış kaşlarını gözler aralı
Terketmiş yuvayı bağrı yaralı
Kuzular meliyor ardı sıralı
Kanatsız yavruyu sorar gibisin

Son veda edişi belli halinden
Kırık bir saz ayrı kalmış telinden
Çok yalvardım cevap çıkmaz dilinden
Arıları sönmüş kovan gibisin

Ne dillerin söyler ne yüzün güler
Girmiş rabıtaya maksudun arar
Dünyaya kapatmış kapılarını
Mizanı aleme bakar gibisin

Hekimler el çekti bilmez halinden
Artık bir fayda yok dünya malından
Son kadehin azrailin elinden
İçmeyi bekleyen bir kul gibisin

Allah yoldaş etsin dinin imanın
Son anda yetişti Hazreti Kur'anın
Kucak açmış sana Fatma Sultanın
Resulden şefaat bekler gibisin.

Mevlüt Karadağ
Kayıt Tarihi : 23.12.2023 14:13:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!