Böyle kısa bir veda etmek yakışmıyor bana.Sense of Edessa'ya hiç mi hiç yakışmıyor böyle bir sevda ve o sevda kadar özlü veda.Sana bir teşekkürdür vedam. Sana teşekkür ediyorum.Seni tanımama izin verdiğin için.Seni yaşamak güzeldi, dost ağızlarda da olsa. İsminin başına yaşadığım duygulardan çok daha farklı sıfatlar getirmek de güzeldi hiç kuşkusuz.Riskini yaşamak güzeldi.Seni tanıdım ve gözlerimdeki ışığın rengi değişti.Belki de o hiç ortaya çıkaramadığım ışığımdı ama benimdi.Seninle ortaya çıkandı, ışığımdı.Seni, yazılarımdan bilenler seni soruyorlar, kim olduğunu, ne olduğunu.Hayatım boyunca herşeyin en zoruna kaçtığım için çevremdekilerin de en zorunu seçmişim ben! Seni anlatabilsem herşeyinle, herhangi birine güler geçerdi bana.Öyle ki ben bile seni içime anlattığımda kahkahalarla gülüyorum benliğime.Bu deli edebilecek bir duygu. İçimdeki herşeyi saklamamın nedeni de budur belki.Gözlerimin içinden başkalarının gözlerine akacak, beni bırakacakmışsın gibime geliyor.Sen de biliyorsun ölmek var dönmek yok artık.Senin için savaşamam.Seni sevdiğimi duysan da savaşmamı isteyemeyeceksin zaten. Sen, sadece bir ütopya olarak kalmalısın bende.Seni bir ütopya iken buldum, ütopya iken de bırakmalıyım... Geceleri ay çıktığında düşünüyorum seni.Keşke ay yüreğime tüm sihiriyle değse ve baştan yaratsa beni.İşte o zaman yine seni sevsem de en azından bu berbat talihi birkaç esirle paylaşabilirdim.Seni sevmek, havasız kaldıktan sonra nefes almak demek.Hiç gururum olmasaydı kalbini ve gözlerini yanımda taşırdım.Ve yine hiç onurum olmasaydı seni sevmemin sonuna nokta değil virgül koyardım.Tanıdığım tüm insanları üstine serptim biraz olsun sön, içimi yakma diye.Yetişemedim.Yaktın kalbimi, küle çevirdin, kimseleri içine koyamadığım yüreğimi bana bile sormadan kapkaranlık bıraktın.Gözlerinden aldım ben tüm yağmurları.Gözlerin ıslattı yine yaktığın yüreğimi.İklimimi şaşırdım.Her sevda bir ömürmüş! Benimlesin yaşadıkça. Sen benim sabah çayımsın.Böylesine birleştirmişken seni yaşamımla, her sabah biraz daha unutsam da seni nasıl çıkacaksın aklımdan? Herşeyi unutur insan biliyorum ama ne olur çabuk olsun.Tükeniyorum, eriyorum bilesiniz ey dostlar.Hayatını bir başkasının hayatında yaşamak ne zor.Ölmek ne kadar kolaysa unutmak da o kadar kolay... Ölmeyi nereden bilirsin deme! Her gün aklıma geldikçe sen, ben ölüyorum zaten.Umarım ki karşılaştığımızda gözlerimin içine bakmazsın.Bendeki ''sen''i çekersin belki de.Nasıl yaşarım sonra ben? Uykusun, ekmeksin, susun benim için. Sensiz ben bir hiçim.Yazmadıkça yaşayamıyorum.Yazılarımdaki labirenti kimse çözemez kolay kolay.Çözebilen de seni bulur zaten.Tehlikelisin benim için biliyorum. Seni sevmek haram bana.İçimde kalmalısın.Yüzün sadece ay ışığında birleşmeli sevgimle.Sana sadece bir defa sahip olsaydım, bir kez sarılsaydım sana benim olduğunu bilmenin feryadı içinde, Ocak daha bir Ocak olacaktı şimdi.Biliyorum. Yine unutacağım doğduğum günü.Yine geçmeyecek içten selamların sayısı seni düşünmediğim günleri.Unutacağım yine yılımın en çaresiz, en sürgün gününü, doğum günümü! Bilirsin! En sıkı hüzün kutlar doğum günlerini.Fırlar içinden insanın sıcacık bir acıyla.Ay ışığını evine kabul eden deniz gibi parıldar önce yüzüne, sonra da dalgasını sürer aşık olmanın gizlice.Ama bil ki bir seni unutmayacağım yaşamım boyunca, bir de bana kendi dünyanı yaşatırken dünyaları devirip gittiğini.Öleceğimi anladığım an sana ulaşıp seni sevdiğimi söyleyeceğim.Sen öyle bir yer kaplıyorsun ki yüreğimde ne söküp atmak kolay ne de bağıra bağıra seni sevdiğimi söylemek dağlara! Ama inan hala gözümün önünde gülümseyişin ve hala hissediyorum sırtımdaki bıçağın acısını! Yıllar önce bir krizantem tarlasında bıçaklayıp gittin beni.Ne adın kalır geriye ne sevdan kalır zannediyorken demir attın hayatıma.Kalbimden vurmadın beni ey zalım! İsmini kazıyıp derime kayıp gittin sensizliğe.Yazmak zor, yazmak ölüm.Yazmak basit seni yazının ortasına otutturmadıktan sonra.Ve yazmak basit inan bana, sana tamamıyla sahip olmadıktan sonra.Gizlimsin, bilmemeli kimse seni benden başka. Sevdalar yalan sanmalı yaşattıklarını.Koydu bana gitmen.Hiçbirşey yaşamamışızcasına bırakıp gitmen beni! Sinirimden yazamıyorum sana.Bu duygusallığım bitecek bir gün. Biliyorum, bitsin.Aşkımdan içim titrerken gururu da yarası kadar ağır bir serçe gibi serildim ayaklarına. Tüm aşkınla tekmeledin beni.Belki de o yüzden bu kadar ağrıyor hala yaram! Sen nasıl birşeysin ki sana yazılarımda bile sahip olamıyorum.İnsanlara sırrıma dair tek kelime bile edemiyorum.Bu terkedilmenin zehiri değil. Her zaman giden mi suçludur diye düşünüyorum. Giden ölür belki ama asıl gömülen kalandır. Gittin, gittin ve beni bitirdin.Şafak sökerken Urfa'yı hayal ettiğim gibi hayal ettim döndüğün günleri.Ama hiç şafak sökmedi Urfamda.Belki de benim için bir çiçeğin özündesin şimdi.Belki de senin de kocaman bir krizantem tarlan var.Ben mi sana sahip olamadım bilmiyorum amma inan şimdi seni, sen olduğun için kıskanıyorum.Yaşayan ölüler ülkesinden her şafak sökerken bir buket krizantem yolluyorum sana.Krizantemlerin üstündeki kanlar ne diye sorma.Onlar kalbimin kanayan yarası...
Artık birbirimize iki yabancıyız.
Her ne kadar acı olsa, ne kadar güç olsa
Her şeyi evet, her şeyi unutmalıyız.
Her kederin tesellisi bulunur, üzülme.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta