Elinde bir bağ gül vardı. Ucuz kömür dumanı, saçlarını yalayıp geçerken, dumanın içinden, küfü aralayıp ay'a baktı. Ay, apaktı.
Cebinde olmasını umduğu mektubu yoklamaktan korktu, aklını gül'e saldı. O dans olsaydı, o Son Tango, adında gül olan kız çocuğu kuşkusuz çıkıp gelecekti sisin içinden.
Sorusu yanlış sorulmuş bir aşka iliştirmişti yüreğindeki çöl'ü. Oysa çöl, vahalar da saklardı kuytusunda…
Ağlayan kalacaktır, demek geldi içinden; ne çare, aceleci bir intiharı sufle ediyordu, engereğin kasrında, ellerinin serinini esirgeyen çocuk.
Çiçekli badem ağaçlarını unut.
Değmez,
bu bahiste
geri gelmesi mümkün olmayan hatırlanmamalı.
Islak saclarını güneşte kurut:
olgun meyvelerin baygınlığıyla pırıldasın
Devamını Oku
Değmez,
bu bahiste
geri gelmesi mümkün olmayan hatırlanmamalı.
Islak saclarını güneşte kurut:
olgun meyvelerin baygınlığıyla pırıldasın
acılarda bize aittir üzmez onları anlatmak bizi o kadar güzel anlatmışsın ki
hayatımızın son tangosu olsun sevmek
Sevgilerrrrr
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta