Upuzun bir enlemdi
Yörüngesinden teğet geçilen
Birden sallanınca zaman
Bir fay gibi kırılan…
Umut kaç dönence yaşatılır bir başına?
Kaç boşluk düşüverir
Zülfü kimi ayağın koymaz öpem nigârum
Yohdur anun yanında bir kılca i'tibârum
İnsâf hoşdur ey ışk ancak meni zebûn et
Ha böyle mihnet ile geçsün mi rûzigârum
Devamını Oku
Yohdur anun yanında bir kılca i'tibârum
İnsâf hoşdur ey ışk ancak meni zebûn et
Ha böyle mihnet ile geçsün mi rûzigârum
yüzde kırklık mağrur bir çığlık
aptal ıslatan gibi ağlayan... yüreğinize sağlık...
Sayın Arslan, 'Onsuz' yaşamın 'iz'lerini taşıyan şiirinizi sayfanızda bulamadım, tekrar bakacağım ama şunu söyleyeyim; büyük bir emekle kurgulanmış konu bütünlüğü ile süren şiriniz mısra sonlarındaki sözlerin ses uyumu ile kazandığı ahenkle ve daha önce hiç söylenmemiş söz ve dizelerle harika ötesi bir şiirdi okuduğum. Tüm yüreğimle ve tam puanla tebrik ediyorum.
Prof. Dr. Osman Aktaş
Gerçekçi yaklaşımda, şiir şairin imgesel coşkusu, algılama biçimi, yorumlama tavrı, öngörüsü, yargılamadaki başarı ve başarısızlığı, gerçekleri elleriyle yakalaması; içsel benliğindeki duyumları paylaşma arzusudur. Yankılanan sen, alınan nefes, coşkusu yaşanan heves tüme varım genellemesinin izdüşümleri gibi ruhsallığın salınımıyla duyarlılık kazanacaktır. Şiirler sadece, dağları, denizleri, dış dünyamızı betimlemek değil, tüm betimlemelerin ötesine geçerek bir haykırışa döndüğünde, şairin iç dünyasındaki bir gıdım mutluluk onun yaşamsal başarısı gibi duracak, paylaşımın derinliğinde bilinenlerden çok bilinmezlikler yatarken, belki de iki ayrı düşünce bir paydada eşitlenecektir. Anlamı ortaya dökmek kadar, anlamı nesnel gerçeklikten soyut kılmak kadar, içselliğin alt-edilmez dürtüleri de bizimle birlikte yaşıyorlar.Şiir, insan ve yaşam...bir semavi anlayışın üçlü teslisi gibi durdukça, yaşamı ve şiiri daha çok irdelemek zorunda kalacağız.... Tam puan.. özel listemde... sonsuz sevgilerimle başarılar.
Ne tanıdık. Benim öfkemin sesine benziyordu.
Upuzun bir enlemdi
Yörüngesinden teğet geçilen
Birden sallanınca zaman
Bir fay gibi kırılan…
Umut kaç dönence yaşatılır bir başına?
Kaç boşluk düşüverir
Belleğimin verandalarından
Tutunamayan?
Bir yangın yerinden geçiyorum
Sımsıcak esiyor ruhumda fırtına
Donuyorum ama
’Nedendir? ’ diye sorulamayan…
Tinseldi, bendeydi, yaşıyordu
Cılız bir karşı çıkıştı hiddet
Çapsızdı ivmeleri
Biçimsiz ve durağan
Anlaşılmayan…
İndirimli satışlardan arta kalan
Benekli bir fistan, boyalı...
Kelepir sepetlerine düşen
Güvelidir, denilerek dokunulamayan..
Uzaktan geçen asırlık bir marşandiz
Ray ve kıvrımlar
Dolanan, kaybolan...
Tutunmaya yüz tutmuş bir yediveren
Sırnaşık ve kokmayan!
Yüzde kırklık mağrur bir çığlık
Aptal ıslatan gibi ağlayan...
Bir kontrolsüz geçişten
Ötekine doğru boşu boşuna yol alınan
Adım attıkça uzayan, varılmayan...
Delinen bulutlardan boşalan yağmur
Aktıkça iki damla bile toplanmayan
Islanmayan, ıslatmayan...
Gökkuşağı doğmayan...
Ödünç alınmış vadesiz bir çek
Karşılıksız çıkan, kırılmayan...
Belki kırık bir taş plak
Bir antika gibi duran...
Bir deli dalga
Kıyılara vuran...
Ne dün, ne bugün ne de yarın
Başı ve sonu bulunmayan…
Gecikmiş ilkyaza küskün dördüncü cemre
Bereketi olmayan...
Derken
Bağrımdan kopmuş bir tutam düş olup da
Adresi bilinmeyen diyarlara doğru
Tanyerinde savrulan...
Üstat ;başatan sona oldukça akıcı.Yüreğine sağlık.
Upuzun bir enlemdi
Yörüngesinden teğet geçilen
Birden sallanınca zaman
Bir fay gibi kırılan…
Umut kaç dönence yaşatılır bir başına?
Kaç boşluk düşüverir
Belleğimin verandalarından
Tutunamayan?
Bir yangın yerinden geçiyorum
Sımsıcak esiyor ruhumda fırtına
Donuyorum ama
’Nedendir? ’ diye sorulamayan…
Tinseldi, bendeydi, yaşıyordu
Cılız bir karşı çıkıştı hiddet
Çapsızdı ivmeleri
Biçimsiz ve durağan
Anlaşılmayan…
İndirimli satışlardan arta kalan
Benekli bir fistan, boyalı...
Kelepir sepetlerine düşen
Güvelidir, denilerek dokunulamayan..
Uzaktan geçen asırlık bir marşandiz
Ray ve kıvrımlar
Dolanan, kaybolan...
Tutunmaya yüz tutmuş bir yediveren
Sırnaşık ve kokmayan!
Yüzde kırklık mağrur bir çığlık
Aptal ıslatan gibi ağlayan...
Bir kontrolsüz geçişten
Ötekine doğru boşu boşuna yol alınan
Adım attıkça uzayan, varılmayan...
Delinen bulutlardan boşalan yağmur
Aktıkça iki damla bile toplanmayan
Islanmayan, ıslatmayan...
Gökkuşağı doğmayan...
Ödünç alınmış vadesiz bir çek
Karşılıksız çıkan, kırılmayan...
Belki kırık bir taş plak
Bir antika gibi duran...
Bir deli dalga
Kıyılara vuran...
Ne dün, ne bugün ne de yarın
Başı ve sonu bulunmayan…
Gecikmiş ilkyaza küskün dördüncü cemre
Bereketi olmayan...
Derken
Bağrımdan kopmuş bir tutam düş olup da
Adresi bilinmeyen diyarlara doğru
Tanyerinde savrulan...
Üstat ;başatan sona oldukça akıcı.Yüreğine sağlık.
tokat2in zile pekmezi meşhurdur
iyi bilirim.
birde şimdi meşhur değil
ama yürekli bir şairini biliyorum
erbaa'li 'necdet arslan'abi.
saygimkere
şaire
tokat'a
:)
Tutunmaya yüz tutmuş bir yediveren
Sırnaşık ve kokmayan!
Yüzde kırklık mağrur bir çığlık
Aptal ıslatan gibi ağlayan...
Çok usta ve etkileyici bir kaleminiz var. Tam puan ve tebriklerimi sunuyorum
Derken
Bağrımdan kopmuş bir tutam düş olup da
Adresi bilinmeyen diyarlara doğru
Tanyerinde savrulan...
Bağrınızdan kopmuş ya sevgili Necdet bey...Ne değerlidir bilirsiniz...Dördüncü cemreler varsın gönlümüze düşsün...Gökkuşağı doğacak yüreğimizden...Severek okudum...Giz kendini anlatıyordu ama son olmasın dedim....
Sevgilerimle....
Merhaba Necdet bey,
Şiirinizin başlığında beliren giz kelimesi her mısrada farklı bir konunun ruhunda dile getirilmiş.
Ucu açık, mana verilemeyen, kısır kalan ve bir türlü cevapları bulunamayan sorular vardır. İşte şiirinizdeki bu temalar kullanılmış ve okurken de bu hisler bizi de sarıyor.
Başarılarınızın devamını diler yeni şiirlerini beklerim.
Bu şiir ile ilgili 34 tane yorum bulunmakta