Son(suz) ve Giz(li) Şiiri - Necdet Arslan

Necdet Arslan
1352

ŞİİR


92

TAKİPÇİ

Son(suz) ve Giz(li)

Upuzun bir enlemdi
Yörüngesinden teğet geçilen
Birden sallanınca zaman
Bir fay gibi kırılan…

Umut kaç dönence yaşatılır bir başına?
Kaç boşluk düşüverir
Belleğimin verandalarından
Tutunamayan?

Bir yangın yerinden geçiyorum
Sımsıcak esiyor ruhumda fırtına
Donuyorum ama
’Nedendir? ’ diye sorulamayan…

Tinseldi, bendeydi, yaşıyordu
Cılız bir karşı çıkıştı hiddet
Çapsızdı ivmeleri
Biçimsiz ve durağan
Anlaşılmayan…

İndirimli satışlardan arta kalan
Benekli bir fistan, boyalı...
Kelepir sepetlerine düşen
Güvelidir, denilerek dokunulamayan..

Uzaktan geçen asırlık bir marşandiz
Ray ve kıvrımlar
Dolanan, kaybolan...

Tutunmaya yüz tutmuş bir yediveren
Sırnaşık ve kokmayan!
Yüzde kırklık mağrur bir çığlık
Aptal ıslatan gibi ağlayan...

Bir kontrolsüz geçişten
Ötekine doğru boşu boşuna yol alınan
Adım attıkça uzayan, varılmayan...

Delinen bulutlardan boşalan yağmur
Aktıkça iki damla bile toplanmayan
Islanmayan, ıslatmayan...
Gökkuşağı doğmayan...

Ödünç alınmış vadesiz bir çek
Karşılıksız çıkan, kırılmayan...

Belki kırık bir taş plak
Bir antika gibi duran...

Bir deli dalga
Kıyılara vuran...

Ne dün, ne bugün ne de yarın
Başı ve sonu bulunmayan…

Gecikmiş ilkyaza küskün dördüncü cemre
Bereketi olmayan...

Derken
Bağrımdan kopmuş bir tutam düş olup da
Adresi bilinmeyen diyarlara doğru
Tanyerinde savrulan...

Necdet Arslan
Kayıt Tarihi : 5.3.2008 21:34:00
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Kösten Köpelek
    Kösten Köpelek

    yüzde kırklık mağrur bir çığlık
    aptal ıslatan gibi ağlayan... yüreğinize sağlık...

    Cevap Yaz
  • Osman Aktaş
    Osman Aktaş

    Sayın Arslan, 'Onsuz' yaşamın 'iz'lerini taşıyan şiirinizi sayfanızda bulamadım, tekrar bakacağım ama şunu söyleyeyim; büyük bir emekle kurgulanmış konu bütünlüğü ile süren şiriniz mısra sonlarındaki sözlerin ses uyumu ile kazandığı ahenkle ve daha önce hiç söylenmemiş söz ve dizelerle harika ötesi bir şiirdi okuduğum. Tüm yüreğimle ve tam puanla tebrik ediyorum.
    Prof. Dr. Osman Aktaş

    Cevap Yaz
  • Talat Semiz
    Talat Semiz

    Gerçekçi yaklaşımda, şiir şairin imgesel coşkusu, algılama biçimi, yorumlama tavrı, öngörüsü, yargılamadaki başarı ve başarısızlığı, gerçekleri elleriyle yakalaması; içsel benliğindeki duyumları paylaşma arzusudur. Yankılanan sen, alınan nefes, coşkusu yaşanan heves tüme varım genellemesinin izdüşümleri gibi ruhsallığın salınımıyla duyarlılık kazanacaktır. Şiirler sadece, dağları, denizleri, dış dünyamızı betimlemek değil, tüm betimlemelerin ötesine geçerek bir haykırışa döndüğünde, şairin iç dünyasındaki bir gıdım mutluluk onun yaşamsal başarısı gibi duracak, paylaşımın derinliğinde bilinenlerden çok bilinmezlikler yatarken, belki de iki ayrı düşünce bir paydada eşitlenecektir. Anlamı ortaya dökmek kadar, anlamı nesnel gerçeklikten soyut kılmak kadar, içselliğin alt-edilmez dürtüleri de bizimle birlikte yaşıyorlar.Şiir, insan ve yaşam...bir semavi anlayışın üçlü teslisi gibi durdukça, yaşamı ve şiiri daha çok irdelemek zorunda kalacağız.... Tam puan.. özel listemde... sonsuz sevgilerimle başarılar.

    Cevap Yaz
  • Aysel Sezer
    Aysel Sezer

    Ne tanıdık. Benim öfkemin sesine benziyordu.

    Cevap Yaz
  • Feride Bektaş
    Feride Bektaş

    Upuzun bir enlemdi
    Yörüngesinden teğet geçilen
    Birden sallanınca zaman
    Bir fay gibi kırılan…

    Umut kaç dönence yaşatılır bir başına?
    Kaç boşluk düşüverir
    Belleğimin verandalarından
    Tutunamayan?

    Bir yangın yerinden geçiyorum
    Sımsıcak esiyor ruhumda fırtına
    Donuyorum ama
    ’Nedendir? ’ diye sorulamayan…

    Tinseldi, bendeydi, yaşıyordu
    Cılız bir karşı çıkıştı hiddet
    Çapsızdı ivmeleri
    Biçimsiz ve durağan
    Anlaşılmayan…

    İndirimli satışlardan arta kalan
    Benekli bir fistan, boyalı...
    Kelepir sepetlerine düşen
    Güvelidir, denilerek dokunulamayan..

    Uzaktan geçen asırlık bir marşandiz
    Ray ve kıvrımlar
    Dolanan, kaybolan...

    Tutunmaya yüz tutmuş bir yediveren
    Sırnaşık ve kokmayan!
    Yüzde kırklık mağrur bir çığlık
    Aptal ıslatan gibi ağlayan...

    Bir kontrolsüz geçişten
    Ötekine doğru boşu boşuna yol alınan
    Adım attıkça uzayan, varılmayan...

    Delinen bulutlardan boşalan yağmur
    Aktıkça iki damla bile toplanmayan
    Islanmayan, ıslatmayan...
    Gökkuşağı doğmayan...

    Ödünç alınmış vadesiz bir çek
    Karşılıksız çıkan, kırılmayan...

    Belki kırık bir taş plak
    Bir antika gibi duran...

    Bir deli dalga
    Kıyılara vuran...

    Ne dün, ne bugün ne de yarın
    Başı ve sonu bulunmayan…

    Gecikmiş ilkyaza küskün dördüncü cemre
    Bereketi olmayan...

    Derken
    Bağrımdan kopmuş bir tutam düş olup da
    Adresi bilinmeyen diyarlara doğru
    Tanyerinde savrulan...

    Üstat ;başatan sona oldukça akıcı.Yüreğine sağlık.

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (34)

Necdet Arslan