Bak, ben gidiş denen şeyi en ince ayrıntısına kadar düşünmüşümdür. Öyle aniden, bir kapıyı çarpıp gitmek değil benimki. Daha ziyade, her yutkunuşunda boğazında hissettiğin ama bir türlü indiremediğin o taş gibi, sessizce yerleşip, sessizce çekip giderim. İncitmeden, kırmadan, dökmeden...
Ve giderken, senden çok şey değil, sadece "az"ını alırım. Çok değil, bir yaprak hışırtısı kadar sesimi geri toplarım. Çok değil, göz bebeklerine düşen son yansımamı usulca söndürürüm. Çok değil, nefesimin buğusunu çekip alırım aynamızdan. Geriye kalan her şey, hatıraların enkazı olsun isterim. İşte o "az"ları topladığımda anlarsın ki, aslında her şeyinmişim; ve gidişim, varlığımın 'ne kadar' değil, 'nasıl' olduğunun son kanıtıdır.
Kendimi geriye doğru bırakırım, bir uçurumun kenarından sessizce. Düştüğüm yer, bir coğrafya değil, bir hiçliktir. Üzerine yazı yazılan kum gibi, dalganın gelişiyle birlikte teslim olurum sükunete. Dümdüz, pürüzsüz bir hal. Ne bir acı, ne bir özlem, ne de bir pişmanlık.
Veda bile etmem, çünkü veda etmek, hâlâ bir bağın olduğunu itiraf etmektir. Ben ise bütün bağları kökünden çözmüş olurum. İşte ben gittin mi, böyle giderim. Huşu dolu bir sükutla giderim.
Bir hayalet gibi değil, bir gerçeklik gibi giderim. Var olduğum kadar yokum da. Gidişim, geriye dönük bir silgidir. En başından beri hiç yazılmamışız gibi yapar. Bir daha anımsanmayacak bir rüya gibi giderim. Sadece, bir zamanlar orada olduğuma dair en ufak bir kanıt bırakmamış bir 'hiç' olurum.
Ve o 'hiç', bütün 'çok'larından daha ağır gelecektir sırtında. Çünkü ben gittikten sonra anlayacaksın: Asıl yük, eksilen değil, geride kalanlardır.
(Ahsar Zerefşan/Denemeler: Son Sükût/ Kasım 2025)
Ahsar ZerefşanKayıt Tarihi : 5.11.2025 11:51:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!