Son Söz Söylendi Yine Söylenecek

Haldun Kibar
45

ŞİİR


4

TAKİPÇİ

Son Söz Söylendi Yine Söylenecek


Tarih olan saniyeleri
Gökyüzünü çehreme sığdıran rüzgârdan 

Çok daha önemsediğim yaşdayım

Etraf beynimizi tekrara düşüren sonsuz kayboluş imgeleri ile mücehhez

Pazarlar yeni sokaklar bulmuş kendilerine,daha modern 

Gençlik voltaları körfezlere taşınmış, yok olmaya hazır
Yunan Rönesansla hortlamış Paris’te 

Tanrı isis İsayla bir kez daha yok olmuş 

Yok oluş 

Bitmeyen tükeniş

Sonsuz kayboluş..

Göğsümde tükenmeyen bir şeyler saklamak istediğim yaştayım
Gökten taş yağarken Levanta

Ben odamda ahitler lağvederim
İlk taş benim odamda sorulur İsa 
tarafından
Kölelikten derebeyliğe terfi eden kıptinin elini tutar
En lanetli dediği konsüle gideriz birlikte

Yine de burdan çıkış yoktur sabahları

Mısır’da değilizdir

Musa’nın şanslı olduğu fikri genç yaşımda rağbet görmez bilirim 

Yine de yabana atmayın beni

Çünkü kaçırabilirim insanlığı ölümün sürümlerinden 
Benim sonsuzluk arayışım sonumuzu yeşertir belki
Bu sayede size yeni şiirler verebilirim mesela
Okuduğunuzda Macar halk türküleri duyulur kulağınızda 

Sevdiklerinize verirsiniz sizi hiç terk etmezler
Bir kağıda geçirirsiniz bakmışsınız şair oldunuz 
Ezberlersiniz şiir olur hayatınız

Beni de götürün gittiğiniz o yıkık dökük ülkelere 
Yabana atmayın gençliğimi

Her harabeden bir sonsuzluk sererim önünüze 

Siz Nil’de son nefesinizde yok olacak nehir havasını içinize çekerken 

Ben dört bin yıl önce kenarında yazılmış şiirleri tahayyül eder

Sonra size antik memleketler anlatabilirim 

Kulak verirseniz 

Sabahları patronunuza maya dilinde günaydın der
Aktarlarda yeni otlar aramaya başlarsınız 

Fenike tipi mumya ile Mısır tipi mumya’yı tanımaya başlar 

Sürgün türküleri öğrenirsiniz 

Gösterilerde hava atarsınız yoldaşlara

Görüyorsunuz 

Musa’yı yeniden şanslı kılabilirim gençliğim sayesinde 

Metayı erken yaşta reddeden ruhumla
Size acımasız bir kralın suyuna gitmek için kaç kelime gerekir

Ruhunuzun evriminin gözlerinizin evrimine ne kadar yakın olduğunu gösterebilirim

Bir papatya tanesine küsünce
Bir anda tanınmaz hale gelen ruhunuz

Milyonlarca yıl neler yaşadı
İnsan bilmek ister

Yabana atmayın beni
Beyaz yaka olunca
Gençliğimde rutubetli pantolonların tenimde
Calvini okuyunca
Yeryüzünü ufka dağlayan cehalet lavlarınının beynimde yarattığı
Sayısız kıyımları unutmadım
Unutmadım paslı tren raylarından medet umduğum yaşları
Yahut Fahrünnisa’nın gotik elçiliklerde döktüğü yaşları…
Sonsuzluğun retrospektifinin beynime soğuk bir tığ gibi uzandığı yaştayım

Ey beni dağlarındaki sonsuz şifa ile cezbeden rab
Ben de bilirim bütün bunlar yazıldı 

Tükenişin sonsuzluğuyla ölüme paye biçtim sayende

Bilirim toprak benden farksız 

Ben güneşten ala 

Azizi olmayan Muhammed’e

İnanmamak haşa

Haldun Kibar
Kayıt Tarihi : 20.9.2024 23:52:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!