Dedim ki;
Renksiz rüyalar gördüm dün gece;
Rengarenk boncuklarla
Örmek isterken ben saçlarımı
Dişleri dökülmüş kemik taraklar
Sırladı gümüş aynaları
Meğerki;
Aşarak dağları denizleri
Eski sorular alınıp satılan
Pazara götürmüşüm düşlerimi
Dedi ki;
Güzel düşler teslimiyet ister
Yoksa işten bile değildir dönmesi kâbusa
Eros’ a sormalısın sorularını
O bilebilir en doğru cevabı
Bir de Mezopotamya’ lı İnanna
Dedim ki;
Bilirim;
Eros gönüllü alıcı olur sorularıma
Bırakmaz düşlerimi
Samos’lu sarhoş tüccarların obur iştahına
Peki ya ortaçağdan kalma korkularımı,
Ayıklar mı avuçlarımdan
Mezopotamya’ lı İnanna
Dedi ki;
Korkacak bir şey yok mavisinde denizin
Ve soruların gizinde
İnanna her an yanında
Rüzgarında poyrazlı dağların yalan yok
Yalan yok kekik kokulu sözlerinde Eros’ un
İnan ona
Dedim ki;
İnanmasam Eros’ a
Yora ağrıta sızlayan bileklerimi
Çıkar mıydım sanıyorsun
Priene merdivenlerini
Ama söyler misin
Niye sanki her pazar
İnadına kurup tezgâhlarını tanrılar
Sadece eski sorular satarlar
Dedi ki;
Onlar mutsuzluğun simsarı
Ve sattıkları da
Son tohumları
Gel birlikte yıkalım bendini
Kıskanç tanrıların
Gömülsün taş tezgahlar
Kapansın kapısı sevgisiz pazarların
Şimdi yeni düşler görmek lazım kuş ağırlığında
Çünkü tamamlanmamış bir destan
Seni bekliyor İyonya topraklarında
Dedim ki;
Yüzümü yüzüne sürdüğüm
Sesini sesime kattığım yar
Zümrüt kanatlarıyla katlanırken yollar
Vazgeçip ben de eski sorulardan
Koşarım tüm kutsal ayinlere
Nefesim nefesinde çoğalsın diye
Ondandır artık,
Semaha duruşum ay dolunayda
Ondandır ahengi ayaklarımın halayda
Gün birazdan gösterir yüzünü
Akasyalar şenlenir, bahçeler zillenir
Priene merdivenleri arınır gecenin susuzluğundan
Zaman berrak sulara dalmak
Dalıp da yar yüreğine dokunmak zamanıdır
Gülüşüm ondan
Dedi ki;
Soldurmadan yanağın gülünü
Kurutmadan yürek bahçesinin çimini
Hoş geldin kuzulu ceylan.
Apollon’ un yorumundaki kehanet
Buldu sabah ışığında kuş seslerini
Coştu içimde akan pınar
Sıra sızısında gönlün
Ve gözde kararan ışıkta
Elin elimden yüzün gözümden eksilmedi
Sakınmadın sen de dilinin balını
Bir nefesin eksikti nefesimde
Şimdi davul zurna eşliğinde
Şahitliğinde dilek dağı atlarının
Ziller sana
Kaşıklar bana
Katıksız sevmelerde.
Bir derviş gibi sana döndüm yüzümü
Sevgi ayinlerinin kurbanı yar;
Varlığım,
Bu ayinde olsun
Yüzün gülsün diyedir…
SON SÖZ KELEBEKLERİN
Syf:86
Kayıt Tarihi : 20.7.2007 01:31:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
kelebekler anlatsın...

melek ayaz
TÜM YORUMLAR (39)