Güneşin aydınlığına gömdüm kuşkuları
Kara noktalı lekelerin kalbine,
Ve de kutup yıldızı bakışında
Giderek kararan yalnızlığımı
Sensizliğin gecelerinde avuttum
Kadehlerin dokunduğu dudaklarımda.
Son yıldızdın yakaladığım
Karanlıkların aydınlığında,
Sönmüş bir yıldıza dönmeden
Evrenin sonsuz karanlığından
Çekip aldım seni kaybolmadan
Uzayın sonsuzluğunda...
Sarı bir başak gibi ördüğün saçlarında
Kızıl ufukları yalayıp geçen
Dünyamı baştan başa kuşatan
Sevginin kor bakışlarında...
Karanlık kapkaranlık dünyanda
Yolunu kaybetmiş bir serçe gibi
Gezinirken gönül labirentlerinde
Sıcak sımsıcak duyguların özlemiyle
Delirmiş tutkuların yabanıl sevgisinde
Boğuşurken yaşamın kör kuyularında
Tuttum ellerinden sımsıkı
Bir aşkın doğuşunda...
İnanmadı gözlerin kuşkular içersinde
Sevdaya yabancı yüreğin yalnızlığında
Kapının önünde bekleyen kâbuslarınla
Kuşatılmış özgürlüğün dört bir yanından
Yenilmemek için direnen bedenini
Ve kurumuş gözyaşlarını,
Okşadım ellerimle kavganın tam ortasında...
Kırılmış paramparça bir yaşantının
Parçalarını toplar gibi,
Solmuş bir sarı gülün
Başında bekler gibi,
Tuttum ellerini yüreğimle okşar gibi,
Yürüdük sevginin o sıcak iklimlerine
Koşar gibi,
Son sözümüzü söyledik gölgeleri
Yırtar gibi,
Ve son noktayı koyar gibi
Dinledik aşkımızı
Kalp atışlarımızda...
Ahmet TIĞLI 18.11.2006 (Sevgi Merdivenleri)
Ahmet TığlıKayıt Tarihi : 18.11.2006 13:15:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Kırılmış paramparça bir yaşantının
Parçalarını toplar gibi,
Solmuş bir sarı gülün
Başında bekler gibi,
Tuttum ellerini yüreğimle okşar gibi,
Yürüdük sevginin o sıcak iklimlerine
Koşar gibi,
Son sözümüzü söyledik gölgeleri
Yırtar gibi,
Ve son noktayı koyar gibi
Dinledik aşkımızı
Kalp atışlarımızda...
TÜM YORUMLAR (1)