Son(ra) sızım Şiiri - İrfan Özcan

İrfan Özcan
43

ŞİİR


15

TAKİPÇİ

Son(ra) sızım

Kırk birinci ikindilere gebe gökyüzü
Dokunsam darmadağınık olacak bulutlar
Dokunsan dağılacağım
Hangi rahmet yeşertir ki –kurumuş- gülüşümü
Eylülün sararmış eşiğinde
Yine kirpiklerimin ucunda birikiyorsun
Dokunmasan öleceğim

Sen!
Son sızım, sonrasızım
Sahi, neden gece kadar yakın
Ve güneş kadar uzaksın
Düştüğüm her boşluğun dibinde
Neden hep sen varsın?

Sen!
Sesim… Son nefesim…
Ve hevesim!
Yine hangi gecenin fecrine saklanıyorsun
Oysa kimseler bilmiyor seni aradığımı
Kimseler bilmiyor seni
Yürüsem diyorum peşin sıra
İnadına yürüsem güneşin doğuşuna
Gölgem tutuyor ayak izlerimi
Görmüyorsun…

Sen ki;
Son kavşakta beklenen en son yolcu!
Dudaklarıma yapışmış son çığlığımla
Hep sana sesleniyorum, adı silinmiş duraklarda
Sağır sultanların kulakları çınlasın
Onlar bile duydu sesimi de
Bir tek sen duymuyorsun…

Ve sen!
Haritalarına yollarımı kırmızı kalemle çizdiğim kadın
Dualarımın “amin”lerine eklediğim melek
Hükümdarım… Hükümranım…
Gel dediğim… Beklediğim…
Neyin acısısın, hangi yaranın sancısısın
Bilemediğim
Olmadığın zamanları –bir türlü- durduramadığım
Bilesin ki;
Bütün yaralarımın ilacısın…

Ve ben;
Son yolcunun mahcup bekleyeni!
Ant olsun ki, hep sana acıkıyorum
Tenini giyiniyorum da titrediğim akşamlarda
Bütün yeşillerim soluyor olmadığın aynalarda
Sen saklandıkça uzakların koynuna
Ha düştüm, ha düşeceğim ayaklarına
Nereye kursam ki şimdi darağacımı
İlikliyorum cesedimin bütün düğmelerini
Kendi cenazemi öpüyorum…

Ve ben ki;
Eylül’de nisan yağmuru bekleyen adam
Dilim lâl oldukça gözlerimle konuşuyorum
“Sesim, nefesim, hevesim” diyorum
Diyorum da;
İşte yine
Çığlık çığlığa susuyorum…

İrfan Özcan
Kayıt Tarihi : 20.9.2010 12:58:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

İrfan Özcan