Bu ahlaktan yoksun,
Bu insanlıktan nasibini almamış,
Bu iki ayaklı virüslerin cirit attığı
Cehaletin en ağır bulaşıcı hastalıktan daha hızlı yayıldığı
bu karanlık,
Çağ
Bacaklarından asılmış
Kafa üstü sarkıtılmış
Koşuşturmacalara mahkum edilmiş
Duygu ve düşüncelerden arındırılmış
bu içi boşaltılmış
Hayatlar
Birer zaman makinesi gibi pillerinin bitmesini bekleyen insanların
Birer sarkaç gibi
Sağa sola sallanmasından ibaret
Zaman
Sırtımızda taşınan seyyar ömürlerin,
Bizi yarışa girmiş atlar gibi dört nala koşturduğu
Ekmek uğruna, bir oraya bir buraya sürüklediği için
önemini yitiren
Mekanlar
Ve kendi menfaatlerinden başka bir şey düşünemez hale geldikleri için
Birbirini kırmaktan çekinmeyen
İnsanlar
Ne düzgün bir dil
Ne düzgün bir anlam
Ne de düzgün bir davranış kalmış
Her şey ama her şey
Anlamsız.
Oysa zamanı
Çocukluğumdan ibaret sanırdım.
Sabahtan akşama kadar yorulmak nedir bilmeden dışarda geçirdiğim günlerden
Ködeki çocuklardan topladığım kutu kutu taso ve misketlerden...
Oysa hayatı
Bisikletimden ibaret sanırdım
Annemin ısrarlarıma dayanamadığı için parmağındaki nişan yüzüğünü satarsak aldığı..
On yıl boyunca her zor günde
düğününde takılan takılarını bir bir sattığı için
Geriye bir o kalmıştı..
Oysa mekanları
Annemin dizinin dibinden ibaret sanırdım
Her dizim kanadığında kendimi bulduğum
Her mutlu olduğumda soluğu aldığım yerdi
Sonra çocuk yaşımda gurbet girdi aramıza.
Oysa insanları
Kardeşlerimden ibaret sanırdım.
Bütün atışmalarımıza, kavgalarımıza rağmen
Yarım saat sonra hiç bir şey olmamış gibi beraber oyanlar oynamaya başlamamızdan.
Ama büyümek istiyorduk durmadan.
Bütün çocuklar gibi...
Sonra büyüyor insan
Ve dünyanın en lanet şeyinin büyümek olduğunu anlıyor.
Uzun yıllar duygularını, samimiyetini, umudunu kaybetmemek için savaştıktan sonra büyüyor insan.
Ne büyük kötülük etmişiz kendimize, büyümek isteyerek.
Şimdi sorsalar, milyon kere çocuk kalmak isterim diye haykırırdım.
O çocukça masumiyetimiz de kalmadı
İsteklerimizin yerine gelmesini sağlayacak...
O saf düşüncelerimiz
O içten duygularımız....
Biz büyüdük ve kirlendi dünya demişti bi abimiz.
Biz büyüdük ve dünyanın kirine bulaştık diyorum ben de...
Zaten bu kire bulanmadan yol almanın imkanı da kalmadı galiba...
Doğal afetler
Hastalıklar
Savaşlar.
Ölümler
Açlıklar
Göçler.
Krallar
Soytarılar
Kraldan çok kralcılar
Ve diğer insanlar...
Dünya
Dünya düzeni
Ve diğer felaketler.
İşretler
Alametler
Ve kıyametler.
Belki de yakındır
kapanacak o son perde
Bir umut işte...
15.03.2020
Murat AkgündüzKayıt Tarihi : 15.3.2020 15:30:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Murat Akgündüz](https://www.antoloji.com/i/siir/2020/03/15/son-perde-114.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!