Karanlık gecem Şiiri - Hüseyin Oral

Hüseyin Oral
9

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Karanlık gecem

Karanlık bir rüyadan uyanır insan onlarca belkide haftalarca etkisinde kaldığınız tek bir rüya, bazende sadece beyninizi içten içe kemiren bir tek bir soru bir muamma değilmidir sizce! ve bütün intiharlar, ölümler, ardın sıra gelen hastalıkların temelinde yanlızlık ileti yatmıyormu.
Yanlızlık insan beynindeki her hücreyi
bir salgın hastalığı gibi istila ederken sonrasında görülen tek neden susmak ve sonrası içine kapanık susan ve acı çektiğini bile daha sonradan fark eden bir kişilik ..Bugün de sen de görmek istediklerimi birer boş sayfaya çizip hayallerine daldım bugün senden sonra ilk kez biri ilgimi çekti sabahın serin rüzgarı onun saçlarında dans ederken gözüm sadece yüz ifadesine kitlendi kırmızı rujla ve değişik fondatönlerle maskelediği gülen yüzünün altında anlatamadığı onca acı ve kahverengi gözlerini taktığı lenslerle gökyüzüne boyamıştı beni görünce hafif gülümsemeye çalıştı ama o bile tıpkı yüzündeki maske gibi yapmacıktı. Gözlerin de sustuğu çok şey saklıydı. Ufak gülümsemenin ardından yanıma yaklaştı hava biraz esiyo dedikten sonra bayya bi sustu konuşacak bişeyi yoktu sanırım. kim bilir hangi karanlık gecede ummadığı yanlızlık onun ta iliklerine kadar acımasız bir neşter gibi kesmişti. Gözleri biraz utangaç daha çok ağlamaklıydı, sizi birkaç cümle sonra gözyaşlarının göz pınarlarında hazır olduğuna ikna edebilecek bir yüz ifadeyle uzunca sustu ardından neden dedi.. Ve sözlerinin devamını getiremedi bir damla yaş süzdü gözlerinden silmek istedim fakat içini döken bir kadına dur demek olurdu dokunmak istedim fakat yapamadım işte..
Ardından süzülen gözyaşını kendi avuç içiyle sildi yüzünde ufak bir okadar da buruk bir tebesüm belirdi.gözlerinin içine bakıyordum istemsizce belkide kendimi alamıyordum. Karşımdaydı, belki ilk ve son kez. Belki de yalnızca ilk kez. Bilmiyordum. Herşeyiyle sana benziyordu tek farkı henüz adını bile bilemediğim kadın senden baya güçlü ki kendi gözyaşlarını kendi avuç içiyle silmişti. Ve yalanda olsa tebesüm etmeyi hala unutmamıştı, yüzü bu ifadeye tamamen yabancılaşmamıştı. Uzunca bir susuşun ardından yüzüme soğuk bir edayla baktı o an benimde nefesim kesilmişti.. Bir an gözlerime sen göründün istemsizce soğuktan titreyen yanaklarına bir öpücük bırakmak istedim sonra kendimi yargılamaya başladım, hak ediyormu ki...içini bir anda olsa titretecek olan bu minik buseyi.. ardından vazgeçtim yürümeye başladık en az senin kadar yavaş ve küçük adımlarla yürüyordu. Bir anda uzaklaşmak istedim atığım tek adım herşeyimle beni olduğu yerde bıraktı giden gururu olan bedenimdi farkındaydım. İtiraf etmeliyimki onda seni bulmaya çalıştım.Gözleri taktığı lensler olmasa senin kahverengi gözlerin olduğuna yemin edebilirdim, ıssız bir sokağın ardından küçük bir nehre açılan bir caddedeydik bulduğumuz ilk banka oturduk onu izlemekten başka bişey yapmadığımın farkındaydım ve ne acıydı ki tıpkı yitirdiğim sendin belkide son defa görecektim belkide ilk defa gözlerin aklıma geldi işte herzamaki halim belli ettirmesemde gözlerim beni herhaliyle ele veriyordu. Islaktı ağzından çıkan tek sözcük beni küçük bir çocuk gibi ağlatacaktı. Bütün cesaretimi topladım ve dağılan saçlarını okşarcasına toplayacaktım elim ilkin cesaret edemedi ama bütün beynim buna komut verirken bir muamma değilmidi ellerimin beyin dışı hareket etmesi.. Ardından terleyen avuç için kımıldamıştı onuzların üstünde kısa bir okadarda tarifsiz güzelikteki saçlara uzandı ellerim... avuç içlerimin boş ve bir okadarda çaresizce havada kaldığını fark ettim. herşey bir toz bulutunu andırırcasına kayboldu. Sendin yine, Farkındaydım seni unutmama izin vermiyordun. Saçları kısa, gül moru ruj süren her kadını sen sanıp saatlerce anlamsızca bakıyordum bu bir rüya değildi eminim hergün yollarda ıssız sokaklarda ve karanlık odamda yanı başımda izlediğim sen rüya olamazdın peki itiraf etmem gerekirse uzun bir sürenin sonunda hala seni unutamamam ve senden başka herkesle sadece birkaç kelimeden ibaret kısa konuşmalarım ve saatlerce kendimle tıpkı senle konuşuyormuşum gibi konuşmam ne anlamsızca her an yanımda gibisin ama tek dokunuşum seni bir anda yok oluşun..ardından uzun süreler yanlız kalıyordum. Anlıyorum artık yoksun bir okadarda uzaksın... Seni tam iki yıl önce bugün yirmisekiz şubatta sevmiştim hafif güneşli bir okadar da serin bir gündü ardından koca bir bahar gelecekti seninle sadece bir ağustos yaşadık ikincisi olmadı bugünde yirmisekiz nisan ama tıpkı hayallarim gibi bu şehirede bahar geç uğradı bu yıl, hala ayrılıkları andıran soğuk ve bir okadar da baharı bile hayal etmeme izin vermeyen bir kar fırtınası küçük bir fincan da çay aldım ve camdan hırçınca yağan kar'ı izledim bugün dört martı senle ikinci kez buluştuğumuz gün biraz sesizleşti içimdeki duygular geçmiş acıtmış olsa gerek ki Her gün tuttuğum bu kısa günlüklere seni anlatıyorum.. Sorsalar hala en sevdiğim renk gözlerinin kahvesi ve inandığım tek gerçek içinde seni gördüğüm rüya ve etkisinde kaldığım son onüç günüm....

Hüseyin Oral
Kayıt Tarihi : 25.12.2017 16:16:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Hüseyin Oral