aksine yürüyen ırmakların
tuzlu rivayetinde yitti
çocuk ve allah
kimimiz şair olduk
kimimiz kocaman.
leylekler göç edince ağlardım
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
kutlarım can dostu
Makarna Kömür Partisinin Kacıkları Sizi!
ABD uşağı yobaz kancıklar!
Bu mükemmel şiirin altına gelip salyalarınızı sümüklerinizi kusmuklarınız bıraktınız da elinize ne geçti Ey Akıl Fukarası Yobazlar!
Akıl durdurulurmu?Güneş balçıkla sıvalanırmı?
Sizin içinizden çıkmakta olan aklıselim Devrimci Dindar Gençliği durdurmaya gücünüz erecek mİ?
Yarın Taksim Meydanında Antikapitalist Antiemperyalist Devrimci İslamcı Gençlik pankartı altında toplanacaklar bilesiz!
saygıyla
namık cem
ilk yapay canlının üretildiği bir dünyanın...şairleri olmak...kimse için kolay olmayacak...bu manada...açılacak kainat defterinde...(derin ünvanlardan ziyade)...bir şair günlüğüne sahip olmak elbette pek bir kıymetlidir...
...yepyeni gök taşları ki her biri değerli madenler ile yüklü...yepyeni güneşler bizi beklerken...kimse ile inançlarımızı tartışmayacağız...tek bir ön şart demek daha doğru olur...ne kadar şiir iseniz...biz sizi o kadar çabuk buluruz...
...bu demek asla şiirin kavgasını yapmayacağız demek değildir...şiirin kavgasını yaparken...herkesi şiire bulaştırmak demektir bu...ne kadar derin bulaşırsanız...bizi en diplerde bulacaksınız demektir...sevgilerimle...LaraAçanba
GÜNÜN ŞİİRİNİ ÇOK BEĞENDİM
Seçiciler kurulunu kutluyorum
Yarınki şiir 1 MAYIS İŞÇİ VE EMEKÇİ BAYRAMI'na uygun seçilsin lütfen
Ortalıkta çok fingirdeyip duruyorsun cihat hoca,dikkat et de senin tepsine koymasınlar:))
Taylan Ayhan'ın şiirindeki Allah(cc)a ve mukedesatlara direk ve dolaylı hakaretler tesadüfi değildir! Şiir sayfasına girip bazı şiirlerini okudum! Hemen hemen hepsinde dine, diyanete ve mukadesata hakaretler var! İnamayanlar girip baksınlar.
Mü'min korkmaz, habis ruhdan ve cinden!
Tek EUZÜ...; kafi gelir hepsine!
Haberin yok, belli senin şu dinden;
Pek yakında koyacaklar tepsine!
aksine yürüyen ırmakların
tuzlu rivayetinde yitti
çocuk ve allah
kimimiz şair olduk
kimimiz kocaman.
................
ne ekmeğim ol
ne suyum ol
ne şiirim...
yasaksın bana, bilirim
ki üstadımla hemfikirim
elma beni sevemese de
ben elmayı severim
...................
yaşamak güzel değilse,
güzel beklenmediğinden ölüm.
ilahi!
Nevruz 2012
Taylan Ayhan
Efendim;
Taylan Ayhan; aşk ve sevda şairidir. Sevdiği insandan ayrılmış ve ayrılık acısı çekmekte ve o insanı unutmaya çalışmakta ama her çalıştığında ve her çırpındığında da unutmak şöyle dursun; biraz daha O'na yaklaştığını fark etmektedir. Hiç Kimseler bu şairimizin şirini veya şiirlerini sağa-sola, dinliliğe-dinsizliği, Allahlılığa-Allahsızlığa, inançlılığa veya inançsızlığa..vs.vs.ye çekmesin?..Yolunuz yanlış, şiir anlayışınız ve şiiri algılayışınız, tahlil edişiniz, tenkit edişiniz..yanılış ve çıkmaza girmektesiniz?..Taylan Ayhan Kardeşimiz hepimizden çok daha inançlı ve imanlı birisidir?..Lütfen kimseler konuyu saptırıp da işi çığırından ve şu güzel ve mükemmel şiiri de şiirlikten çıkarmasın?..O bazıları gibi eline kopye kalem alıp da her önüne gelen muska yazan yobaz bir dinci hoca değildir? İşi de olmaz o tür karanlık ve orta çağ zihniyetli, kafaları örümcekli kişilerle?..
Son bir kez daha tekrar ediyorum: Taylan Ayhan; bir aşk, sevda şairidir?..Tüm şiirleri öyledir?..Bu şiir de onlardan birisidir?..Mükemmel bir şair, mükemmel bir şiir ve mükemmel bir seçki var bugün?..Herkesler tadını çıkarmaya çalışsın?..Kendim akşamdan beri başından kalkmıyorum bu şiirin ve ilk yorumumda asmış olduğum şirinin?..'''Efendim bizler senin anladığın gibi anlıyamıyoruz ve başka-başka yerlere çekiyoruz?..vs.vs.vs'''' Ne yapayım?..Şiirden veya şairden anlamak; bit pazarında veya attar dükkanlarında satıl mıyor ki; gidip satın alayım ve herkesin midesine yakın karın bölgelerine(çünkü şiiri ruhuyla değil de midesiyle anlayan ve algılayanlar var?) 30 ar 40 ar gıram insilün iğnesi vurur gibi enejekte edeyim?..
tekrar-tekrar ve yeniden okuyunuz lütfen?..Bu şiir; sıradan şiir severlere göre 3-5 gömlek büyüktür?..Eh!..Durum böyle olunca; bize de ne yapmak ve ne demek düşer?..'''Biraz daha büyüyünce anlarsınız?''' Demek düşer değil mi?..Sevgilerimle.(PEHLÜL)
Bu şiir ile ilgili 27 tane yorum bulunmakta