geldi güz baharı
toprağın canı çekilmiş
güneşin nazlı salınışın boyu kısalmış
kurumuş otların tozluğuna takılmış birkaç ölü yaprak
balkon çiçekleri sararmış
sıvası dökülmüş kalbimin
eski havam yok
eski havası yok
sallanan
koltuğun
şiire "mış" ekleriyle devam etmek
ürkütücü değil mi sizce de
hep bir bitişi ve sonlanışı vurguluyor sanki
ah! bu bitişler ve sonlar hepimizin korkulu rüyası
çocukluk biter gençlik biter güzellik biter
dahası aşklar biter
yaşam biter
kalıcı olan sizce ne
denizler yükselir çekilir
gece ay gündüz güneş doğar
mevsimler gelir geçer
günler uzar kısalır
falan filan
yalanlarla
örülü bir dünyanın kum tanesi kadar olamadık
porselen bir düşün ruh aynasında gönül yansımasında
hoş bir hayalden öte gidemedik
sıran sıramız gelince
zamanın köksüz bağırsaklarından düşeceksin
düşeceğiz bir gün kara deliklere
......
adıma kazılı bir künyem imzalı bir mührüm olsa
beni hatırlasanız nolur
unutsanız nolur
dağlar yollar yıllar kuşlar çiçekler yapraklar
sevdiklerim sevmediklerim düşmanlarım dostlarım
toprak bile adımı siler
noktam bile kalmaz sonunda
benim için oyun bitmiş perde kapanmıştır
-siz sağ ben selamet
geriye" hoş bir seda "bırakabilmeyi başaran tüm ruhlara
-selam olsun
...........
29092024
11:33
Kayıt Tarihi : 14.10.2024 20:58:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!