Farkında olup yaşadım yıllarca yokluğunun
Varlığın sadece resimlerde, resimlerde duran adam
Cismin geride kaldı çocukluğumuz gibi
Çocukluğumuz eskidi, bizde eskiyoruz
Artık on beş senelik değil göğümüz
Ben yirmi sekiz oldum, sen otuz.
Sevdiğini ezberledim, ezberledim şefkatini
Şefkatin küle döndürdü, yüreğimde harmanlanan ateşi,
Sadece hayallerine mesken ettin, benim gönül evimi.
Aşkın kurak çölünde sen oyala hayallerini
Hayallerin tutsun ellerini, ellerin üşümesin…
Üşümesin ve vurmasında şekillenmiş toprağa.
Vurma, vurulma hoyrat deli dalgaya.
Vurulmak istemiyorsun biliyorum, korkuyorsun
Hep korktun bir gün seni terk edeceğimden.
Şimdiden doldu gözlerin ve işte beklediğin son cümle
Ben artık başkasına sevdalıyım, sevdalıyım imkansız bir hayale
Yüreğin mi burkuldu, burkuldu mu benim gibi bileğin
Hiç beklemiyordun benden, bende beklemiyordum kalbimden.
Ansızın çıkıp geldi seyrini bitirmiş bir gemiden.
Hastalandığımı duyduğun bir gece ayağında terlik,
Ceketini unutmuşsun, kazağını da ters giymiştin üstelik
Uçup gelmiştin bir solukta, saçlarımı okşuyordun uyandığımda..
Seni seviyorum, bir ömür seveceğim diyordun
Birlikte yaşlanacağız ve birlikte öleceğiz..
Güzel günlerimiz olacak, alacağız mutluluğun tadını
Bir konuda haklı çıktın, hakkını verdin yarının
Senelere meydan okudu sevgin, şefkatin; sen hiç değişmedin
Hiç hak etmedin kendince, hiç hak etmedin terk edilmeyi
Ben kararlayım sileceğim harcadığın emeği.
Şimdi sana düşen yalnızca;
Getirme sevdiğim yaseminlerin kokusunu her gece
Her gece kabus olup düşme uykularıma,
Uykularımı bölme nöbet tutup başımda
Sevmiyorum artık seni, sevmeyeceğim gün gibi…
(06.05.2007)
Emsal TürküKayıt Tarihi : 8.5.2007 00:44:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Ahmet Süreyya DURNA
TÜM YORUMLAR (17)