Mustafa Kemal Paşa'nın Samsun'a çıkışına kadar ve ondan sonra ölümüne kadar bu ülkemizi bölmek, parçalamak isteyen yabancı devletler, o zaman elde edememişlerdi kendilerinde olmayan laik, demokratik özgürlüğü... Mustafa Kemal Paşa, Türk ulusuna, halkına etnik kökenlere yaramıştı. Yabancı devletler bunu alarak kendi ülkelerinde uygularken, hayata geçirirken, bizim ülkemizde Atatürk’ün ölümünden sonra uygulanmamıştır. Din tarikatları, mollaları ağırlıklarını koymuşlardır. Cumhuriyet yasalarını ve devrimlerinde o zaman da tanımamışlardı. Çocuklarına da tanıtmadılar. Halen de tanıtmıyorlar... Laiklikten, kendilerinin tek eşli kadın haklarının olması onları etkilemişti. Bu vesileyle kadına baskı, erkek egemenliğinde bir devlet olmasaydı, diğer Müslüman ülkelerden farklı ama serbest ılımlı İslam devleti hayalleri kurmaktı. Bu Molla'ların tek hedefi buydu. Şeriat kanunu, erkek egemenliğinde kullanmaktı. Kadın çocukların haklarının olmamasını istiyorlardı. Türkiye’nin ilerlememesi için darbeler, kargaşalar, katliamlar uyguladılar. Laikliği yok etmek için kimse laikliği öğrenmesin. Atatürk devrimlerine sahip çıkılmasın. Adına okullarda ve devletin kendi kurumunda bunu yerleştirdiler. Eğitim sisteminde eğitimi yozlaştırdılar. Laiklikten çocuklarımız ne anlıyor? Onlara yeteri kadar laiklik konusunda anlatabildik mi? Hem laik, hem dinci, dini içine alan laiklik uyguladılar. Bizler halen bu çağdışı olan uygulamayı silemiyoruz. Milliyetçi kesime bakarsanız, çoğunun eşlerin hepsi kapalı. Din ve laiklik anlayışını ikili düşüncede yürütüyorlar. Atatürk laiklik anlayışı modernimi değil, bu laiklik molla rejimin anlayış modelidir. Dini korkularla kadın-kölelik yaşantısı başkaldırmasını engellemek, hürriyet özgürlüğünün elinden alınışıdır. Bu yapılan uygulamalar
bizden çalınan laiklik yaşam, Avrupa'dan geri alınarak uygulamak istediğimiz Mustafa Kemal Paşa'nın hayata geçirmek istediği laiklik, işte buydu. Okumuş, öğrenmiş, halkı kandırmış, kendi eksenine bağlamış, yöneticilerin elinde halk birer kukla olmuştur. Seçtiğimiz vekiller, halka en büyük kötülüğü yapmışlardır, yapmaktalar dır.
Onlar kişisel düşüncelerini hayata geçirmekteler dir. Halkın düşüncesini değil...
Gazeteci Yazar Soner Yalçın'ın kaleminden çarpıtıcı örnekleri sunuyorum...
AKP’nin Tesettüre girme Hikayesi değil Türkiye’nin tesettüre girme hikayesi bu...
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
duyarlı yüregini kutlamak mümkün degil saygılarımla
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta