Son Mektup Çanakkale Şehidinin Son Mektubu

Yusuf Demir Saba
1975-Allah ne kadar nasip etmişse
265

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Son Mektup Çanakkale Şehidinin Son Mektubu

Yıl 1915
Kara yıl
Binlerce fidanın devrildiği
Onbinlerce gözyaşının aktığı
Gene binlerce çakalın öldüğü
Yerlerine de yüzbinlerce
Yılanın çıyanın gönderildiği kara yıl

Şairin dediği gibi
Gökler ölüm indiriyor
Yerler ölü püskürüyor
Kahraman Mehmetler bu ölüme gülüyordu
Mehmet’ ti onlar Mehmet Bey di
Kimisi doktor kimisi hakim
Kimisi de öğretmendi
Boş kalmıştı sıralar onlar gidince
Mezun vermemişti bazı okullar
Doktorlar çıkmamıştı o yıl
Öğretmenler okutmamıştı taze beyinleri

Yıl 1915
Kara yıl kapkara yıl
Ve İstanbul’ da bir öğrenci
Gelecek hayalleri olan
Kara yılda iyi hayaller kuran
Babasını Balkanlarda şehit veren
Pırıl pırıl bir öğrenci
İyi bir hukukçu olacak
Vatana millete haksızlık yapanlardan
Hesap soracaktı
Yapılan onca talanın
Söylenen bir sürü yalanın
Hesabını soracaktı kendince
Belki de babasında tek kalan
Dükkânın parasını çalan tüccardan
İntikam alacaktı

İyi bir öğretmendi aynı zamanda
Vatana şehit olacak onlarca genç
Ders almıştı ondan ölmek için
Aslan gibi kardeşini yetiştirmiş
Çanakkale’ ye yollamıştı
Fakat dayanamadı kardeş hasretine
Vatan hasretine dayanamadı
Diğer Mehmetler gibi
Belki de kendi eliyle yetiştirdiği
Kardeşi Halit’ in yerine
Oda gitti şehadete
Annesinin elinde
Valideciğim
İle başlayan bir mektup
Ve koynunda
“Milyonlarca kurşun
Binlerce evladı buldu
Fakat can evinden vurulanlar
Hep geride kalanlar oldu”
Diye yazılan bir notla birlikte

Asım ın Nesli


BİR ÇANAKKALE ŞEHİDİNİN SON MEKTUBU

Valideciğim,

Dört asker doğurmakla müftehir şanlı Türk annesi!
Nasihat-amiz mektubunu, Divrin Ovası gibi güzel, yeşillik bir ovacığın ortasından geçen derenin kenarındaki armut ağacının sayesinde otururken aldım. Tabiatın yeşillikleri içinde mest olmuş ruhumu bir kat daha takviye etti. Okudum, okudukça büyük dersler aldım. Tekrar okudum. Şöyle güzel ve mukaddes bir vazifenin içinde bulunduğumdan sevindim. Gözlerimi açtım, uzaklara doğru baktım. Yeşil yeşil ekinlerin rüzgara mukavemet edemeyerek eğilmesi, bana, annemden gelen mektubu selamlıyor gibi geldi. Hepsi benden tarafa doğru eğilip kalkıyordu ve beni, annemden mektup geldi diyerek tebrik ediyorlardı.

Gözlerimi biraz sağa çevirdim güzel bir yamacın eteklerindeki muhteşem çam ağaçları kendilerine mahsus bir seda ile beni tebşir ediyorlardı. Nazarlarımı sola çevirdim cığıl cığıl akan dere, bana validemden gelen mektuptan dolayı gülüyor, oynuyor, köpürüyordu... Başımı kaldırdım, gölgesinde istirahat ettiğim ağacın yapraklarına baktım. Hepsi benim sevincime iştirak ettiğini, yaptıkları rakslarla anlatmak istiyordu. Diğer bir dalına baktım, güzel bir bülbül, tatlı sedasile beni teşhir ediyor ve hissiyatıma iştirak ettiğini ince gagalarını açarak göstermek istiyordu.

İşte bu geçen dakikalar anında, hizmet eri:
-Efendim, çayınız, buyurunuz, içiniz, dedi.
-Pekala, dedim. Aldım baktım, sütlü çay...
-Mustafa bu sütü nereden aldın? dedim.
-Efendim, şu derenin kenarında yayıla yayıla giden sürü yok mu?
-Evet, dedim. Evet ne kadar güzel.
-İşte onun çobanından 10 paraya aldım.

Valideciğim, on paraya yüz dirhem süt, hem de su katılmamış. Koyundan şimdi sağılmış, aldım ve içtim.

Fakat bu sırada düşünüyorum. Ben validemin sayesinde onun gönderdiği para ile böyle süt içeyim de, annem içmesin, olur mu? Şevket neden içmiyor?

Fakat yukarıdaki bülbül bağırıyordu: Validen kaderine küssün, ne yapalım. O da erkek olsaydı, bu çiçeklerden koklayacak, bu sütten içecek, bu ekinlerin secdelerini görecek ve derenin aheste akışını tetkik edecek ve çıkardığı sesleri duyacak idi.

Şevket merak etmesin, o görür, belki de daha güzellerini görür.

Fakat valideciğim, sen yine müteessir olma. Ben seni, evet seni mutlaka buralara getireceğim. Ve şu tabii manzarayı göstereceğim. Şevket, Hilmi de senin sayende görecektir.
O güzel çayırın koyu yeşil bir tarafında, çamaşır yıkayan askerlerim saf saf dizilmişler. Gayet güzel sesli biri ezan okuyordu.

Ey Allahım, bu ovada onun sesi be kadar güzeldi. Bülbül bile sustu, ekinler bile hareketten kesildi, dere bile sesini çıkarmıyordu.
Herkes, her şey, bütün mevcudat onu, o mukaddes sesi dinliyordu. Ezan bitti. O dereden ben de bir abdest aldım. Cemaat ile namazı kıldık. O güzel yeşil çayırların üzerine diz çöktüm.

Bütün dünyanın dağdağa ve debdebelerini unuttum.
Ellerimi kaldırdım, gözlerimi yukarı diktim, ağzımı açtım ve dedim:
-Ey Türklerin Ulu Tanrısı! Ey şu öten kuşun, şu gezen ve meleyen koyunun, şu secde eden yeşil ekin ve otların, şu heybetli dağların Halkı! Sen bütün bunları Türklere verdin. Yine Türklerde bırak. Çünkü böyle güzel yerler, seni takdis eden ve seni ulu tanıyan Türklere mahsustur.

Ey benim Yarabbim! Şu kahraman askerlerin bütün dilekleri; ism-i celalini İngilizlere ve Fransızlara tanıtmaktır. Sen bu şerefli dileği ihsan eyle, ve huzurunda titreyerek, böyle güzel ve sakin bir yerde sana dua eden biz askerlerin süngülerini keskin, düşmanlarını zaten kahrettin ya, bütün bütün mahveyle!

Diyerek bir dua ettim ve kalktım. Artık benim kadar mesut, benim kadar mesrur bir kimse tasavvur edilemezdi.

Dünyanın en güzel yerleri burası imiş. Yalnız bu memleketlerde düğün olmuyor. İnşallah düşman asker çıkarır da, bizi de götürürler, bir düğün yaparız, olmaz mı?

Kadire mektup yazdım.

Valideciğim, evdeki senet vesaireyi kimselere katiyyen vermeyin ve sorarlarsa biz bilmiyoruz deyin.

Çantayı al, sandığa koy. Ben sana vaktiyle anlatmış idim., bu dünya böyledir.

Fakat sen merak etme. O parayı vermese, adliyedeki adam vermezdi. Hani nasıl aldık. Yalnız zaman ister.

Valideciğim, çamaşır falan istemem, paralarım duruyor, Allah razı olsun.

Oğlun
Hasan Etem
4 Nisan 1331
(17 Nisan 1915)

Yusuf Demir Saba
Kayıt Tarihi : 11.8.2008 15:53:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Mektubu yazan; ihtiyat zabit (yedek subay) namzedi Edhem, İstanbul Hukuk Fakültesi son sınıfına devam ederken aynı zamanda Beyazıt Numune Mektebi'nde öğretmendi(1912) . Gönüllü olarak katıldığı Çanakkale Savaşı'nda bu mektubu yazdıktan sonra şehitlik mertebesine yükselmiştir. **Şehid Muallim Edhem, Niğde'nin 'And-Ulus'(Hacı Abdullah) köyünde 29.02.1890 tarihinde doğmuş ve 19 Nisan 1915'de şehit olmuştur. [Birliği: 3.Kolordu, 19.Fırka (Kumandanı: M.Kemal Atatürk) , 57.Alay, 2.Tabur, 6.Bölük]. ** Şehid Edhem o tarihte 25, annesi Zeynep 41 yaşında idiler. Yine mektupta bahsi geçen: Kardeşi Halit 22 yaşında olup Çanakkale'nin diğer bir cephesinde, kardeşi Hilmi 16 yaşında öğrenci, kardeşi Şevket 10 yaşında öğrenci, sütkardeşi Kadir 24 yaşındadır. ** Mektupta bahsi geçen 'Divrin', annesinin doğduğu Niğde'nin bir köyüdür. **Mektupta adı geçen kardeşi Halit, ağabeysi ile birlikte Çanakkale Savaşı'na katılmış. Kirte köyü ilerisinde Zığındere'de yaralanmış, gazi olarak sağ kalmış. 31 yıl Emniyet Teşkilatında çalışmış. Komiser olarak emekli olmuş. 1948'de vefat etmiştir.

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Lamia Canay
    Lamia Canay

    Şehitlerimiz için Milletçe duygusal olduğumuz gözyaşı döktüğümüz bu günlerde bu acı hikayeyi okumak yüreğimi acıttı.. Yüreğinize sağlık Yusuf Bey..

    Bu gün dağda Mehmetimize,şehirde polislerimize,sokakta gezen çoluğumuza çocuğumuza kurşun sıkanlar bomba atan Vatansızlar bilsinler ki toprak bile kabul etmeyecek onları,bırakın kaçacak delik yatacak bir karış toprak bulamayacaklardır... Tüm şehitlerimizin ruhu şad olsun... Sevgi ve saygılarımla...Lamia CANAY...

    Cevap Yaz
  • Ramazan Akbaba
    Ramazan Akbaba

    Gökler ölüm indiriyor
    Yerler ölü püskürüyor

    Bu iki söz savaşın çirkin yüzünü her haliyle yansıtıyor.Nezaman böyle şiirler okusam tüylerim diken diken oluyor.kolay kazanılmadı bu vatan bunu biliyoruz.Kaybetmeyede hiç niyetimiz yok çok gözü olamn olsada tekrar tebrikler sevgiyle kalın.BU VATAN HEPİMİZİN

    Cevap Yaz
  • Cevat Varlı
    Cevat Varlı

    ALACAĞIN OLMASIN YİNE ISLANDI GÖZLERİM
    HADİ ÖYLE OLSUN
    SEVGİLER

    Cevap Yaz
  • Hasan Konç
    Hasan Konç

    EMEĞİNE YÜREĞİNE SAĞLIK

    Cevap Yaz
  • Hikmet Atiş
    Hikmet Atiş

    Selamun aleyküm, Günümüzde konu edilmesi ele alınması gereken, o güzel şiirleri ele aldığınız için görüşünüze saygı duyuyorum. A.E.O sevgilerimle

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (7)

Yusuf Demir Saba