bu aksam,
seni düşünürken düşüp bayılmışım yine!..
yiğit muhtaç olmamış kuru soğana,
yok hayır!..
soğan koklatacak kimsem yok,
yoksa evde soğan alabildiğine!..
sana bu mektubu,
en düşkün halimle yazıyorum...
düşük cümleler kullanırsam,
düştüğüm lüzum üzerinedir beni bağışla!..
içimde küçük ve orta ölçekli bir işletme,
durmadan senin adına bahane üretiyor...
ister yuh çek bana,
ister beni alkışla!..
bu kaçıncı kendimden geçişim bilmiyorum,
bildiğim geçiş üstünlüğü hep sende!..
ben bu gidişle,
aşırı haz'dan ceza da yerim,
gözlerindeki ışığa da yakalanırım,
sen ne dersen de!..
ah benim bu iç konuşmalarım,
her biri yurda sesleniş niteliği taşıyor!..
her ay maaşımın bir kısmını,
kurda kuşa sus payı olarak vermeyi taahhüt ettim,
insanlar boşuna laf almaya çalışıyor!..
seni sevmek,
seni özlemek suç madem...
ne bir rahmet oku ardımdan,
ne bir ayet-i kerime!..
ben bu dertten ölürsem,
toprak değil o zaman,
suç at üzerime!..
neyse canımın il içi,
bu mevzu daha çok Ahmet Kaya götürür,
ufaktan dağılalım!..
sen ayıcığınla yat uyu istersen,
ben evle birlikte dağılırım!..
ha bu arada,
yeminleri bozalım biz,
sözleri unutalım!..
bu ilişki yürümüyor sevgilim,
gel bir yere oturtalım!..
Kayıt Tarihi : 21.10.2025 10:35:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!