Son çalan konçerto bu, son dansın son perdesi,
“Ah”la döner o beller Son âhın son sahnesi.
Bir ân ki o son nefes,dönülmez epilepsi.
Ölüme direnişin, ürperten son refleksi.
can hulkeye dayanır hırıltılı nefesi.
Gelir alnından öper azrâilin busesi.
Ol demdir ki yırtılır, gözden bir bir perdeler.
Hani dost, ahbâb, yâren, söyle şimdi nerdeler?
…
Bir hüzünlü dem ki o nice yıldızlar söner
Azrâil’e “hoş geldin! ” diyebilmekte hüner
Aşkla bakan gözlerin, söner yanan ferleri
Ecel senetlerinin, dürülür defterleri
Herkesin su destisi kırılır son yolunda
Kııvranır ahh o beller azrailin kolunda.
Hazırlanır kefenler, kabartılır topraklar.
Titreyip düşüveir, arştan yere yapraklar.
Gâfilâne yaşayıp öteyi mahvedenler,
Girdâbında boğulur son nefesin bedenler.
İrfân ile süslense, ölüm ne ballı şerbet,
Ölüm ki şeb-i arûz, dünya ne acı gurbet.....!
03.Eylül.2013
Sevim Çiçek KaradenizKayıt Tarihi : 11.9.2013 10:00:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Ölüm ki şeb-i arûz, dünya ne acı gurbet.....!
Yazan gönül sağ olsun... 10 puan +ant. Daima tatlı sonlara, sevinçlere...
TÜM YORUMLAR (2)