Şehit Yavrum
Davul zurna ile yolcu etmiştik
Beraber oynayıp halay çekmiştik
Biz seni vatana asker etmiştik
Son kez öpeyim seni ŞEHİT yavrum
Vatan sana canım feda diyordun
Vatanı canından çok seviyordun
Dileğin kabul oldu Şehit oldun
Son kez öpeyim seni ŞEHİT yavrum
Ağlamam diye sana söz vermiştim
Şehit anası ağlamaz demiştim
Bir düşman kurşunuyla Şehit düştün
Son kez öpeyim seni ŞEHİT yavrum
Tabutunun üstünde bir al bayrak
Tabutuna sarıldım ağlayarak
Kaderimmiş şehit anası olmak
Son kez öpeyim seni ŞEHİT yavrum
Kurşun adres sormazmış ne yapayım
Sen yoksun bağrıma neyi basayım
Gururluyum ben Şehit anasıyım
Son kez öpeyim seni ŞEHİT yavrum
Ana yüreği dayanmıyor işte
Benim gözüm yok sarayda köşkte
Bir ana ne ister evladından başka
Son kez öpeyim seni ŞEHİT yavrum
Gözlerimden yaş değil kan akıyor
Evlat acısı bağrımı yakıyor
Yavrum tabutundan kanlar akıyor
Son kez öpeyim seni ŞEHİT yavrum
Kardeşlerin baş ucunda duruyor
Bacın,Eşin saçlarını yoluyor
Baban evlat acısıyla yanıyor
Son kez öpeyim seni ŞEHİT yavrum
Yavrum Şehit oldun gençlik çağında
Yetim yavrun Eşinin kucağında
Sanki bayram var ana ocağında
Son kez öpeyim seni ŞEHİT yavrum
Haberi duyanlar koşup geliyor
Herkes Allah rahmet eylesin diyor
Oğul senin acın bana yetiyor
Son kez öpeyim seni ŞEHİT yavrum
Cenaze namazını kılıyorlar
Sinemi bölük bölük bölüyorlar
Artık seni benden ayırıyorlar
Son kez öpeyim seni ŞEHİT yavrum
Bir yavruyu anasından ayırmak
Olur mu hiç bu acıya dayanmak
Tek tesellim Şehit anası olmak
Son kez öpeyim seni ŞEHİT yavrum
Oğul,oğul beni duyuyormusun
Tabutunda rahat uyuyormusun
Mekanın cennet,uğurlar olsun
Son kez öpeyim seni ŞEHİT yavrum
Bir Mehmet ölür bin Mehmetçik doğar
Ey! Evladı Şehit düşen analar
Anlarsa beni bir tek onlar anlar
Son kez öpeyim seni ŞEHİT yavrum
Salim bey; Vatan sahipsiz değildir
Benim yavrum ölü değil ŞEHİTTİR
Şehitler ölmez Allahım ŞAHİTTİR
Son kez öpeyim seni ŞEHİT yavrum
25 –Mayıs-2008
Salim ŞengülKayıt Tarihi : 26.5.2008 02:33:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Şehadet Mevsimi
hadi kalk Murat
iki yanına düşen kollarını boynuma dola
çoban menekşem ak sütüm
Anadolu'm kalk
kırdılar mı körpe kanatlarını yoksa
kıydılar mı sana oğlum
bak annen geldi başucuna
uyan oğlum
sen uykulara kirpiklerini kapamadan
rüyanda babanı gör diye
kulağına aşkımızın öykülerini fısıldayayım
ah! Benim künyesi Kandil'de düşen evlatcığım
yanıyor dehlizlerim Allah'ım
köz olup yüreğimden damarlarıma saçılıyor
sen doğduğunda oğlum
nenen bulgur aşı kaynatıp
çifte kurban kesti
yedi düvele şan saldı
o yıl ekinler başaklarını taşıyamadı
borçlarımızı silip süpürdük
senin nur saçan bereketinle
hele akıtan damın
teneke çatısını yenileyince
nasıl sevinmişti
Kıbrıs Gazisi hasta yatağında yatan deden
tek umuduydun sen
evlat acısıyla kavrulan Hakkı Çavuş'un
tek tesellisiydin
hani kınalı öküzü satınca
sana bisiklet alıp
sen uyurken başucuna koyuşu yok mu
ah oğul ah kuzum Murat'ım
uyan oğlum gözlerini aç
yummasana gözlerini anacığına yiğidim
benim Yüksekova'da şahadete yükselen kartalım...
cennet kokulum dağ kekliğim
zeytin gözlüm katıksız aşım
söyle annene!
bu sirenler kimi haykırıyor Murat!
Zeynep'imin duvağına
al kanların mı sıçradı oğlum
çatlasın seni taşıyamayan
musalla taşı hırsından
kanasın yarım kalan damat tıraşında
gül yüzünden akan katreleri usturaların
kanımın son damlası aksın ey oğul
şahadet şerbetini içtiğin yerlere
oy benim kara yazmalı gençliğim
umudum soldu omuzlarda gidiyor
gelinimin siyah saçlarına
gelincik yerine kan yağıyor
tutuşuyor hicazı minarelerin
pıhtı olup secdelere dökülüyor
yanıyor öksüz sularda nar çiçeklerinin
gruptan damlayan menevişleri
ana yüreğim bu acıya dayanmıyor
kopuyor bağları
yedi veren göğsünden semalarımın
beni alıp sığmadım tabutlara koyuyor
nur yüzlüm peltek dillim
kavrulan kalbimin
can çekişen çırpınışlarına emekle yine
anni anni diye sarıl eteklerime
bu gece gelin alayın kalkıyor
yakamoz çığlıklarından oğlum
göğüs tüyleri
henüz tazelemiş yamanım
yoksa kara topraklarla mı kıydın
gönül nikâhını oğlum
kanlı üniformalarınla tahtalara mı
koyacaksın yoksa o güzel başını..
ah !benim kefen tanımayan erim
sen sakın korkma üşüme sakın
koynuma alacağım yine seni
sobanın üzerinde kaynarken nenenin tarhanası
ninniler söyleyeceğim yine sana
bizim ellerden
baban kucağını açmış
bizi beklerken mavi çatılı evimizde
güvercinler havalanmadan
ahşap vernikli penceremizden
sonsuz huzura dalmadan
sancıyan sinemden henüz
susacak sirenler! Susacak oğlum
şahadet mevsimine doğarken usulca şafak
ikimizi birden susacak...
Filiz Kalkışım Çolak
...bugünlerde çokça revaçta olan bir dergi oldukça ünlü isimleri ağırlayan bir dergi sayffasında banada yer vermek istediğini söyledi.Saygınlığı gereği e güzel isimleride ağırlıyor dedim kabul ettim iki üç şiir yayınladılar oldukça da beğeni topladı şiirlerim tebrikler vs.Sonra bu şiirimi gönderdim dediler ki siyasi içerikli şiir yayınlamıyoruz Filiz hanım başka şiir gönderirimisiniz?Cevap dahi vermeden kendileriyle çalışamyacağımı söyledim ve köşemi iptal ettirdim.Neden diye ısrar ettiler açıklama yapmadım.İşte açıklama sevgili abim.Benim bizim evaltalrımızın sesini duyuramayacağımız bir dergi benim gözümde peş para etmez çünkü..Ben bu vatana kurban olurum.Değil üç beş şiir benim askerlerime şehitlerime tüm yürekleri fada olsun şairim diyenlerin..saygılarımla Rabbim mekanlarını nur ile doldursun huzurla uyusunlar!...
TÜM YORUMLAR (29)