Ay ışığı çıkınca, yeşil yeryüzü çıplak olur,
Güneş dünyadan uzak durur.
Zerreye kadar çöken karanlık zamanda
Kimi zina eder binada, kimi secde eder namazda...
Dünya nice kolaylıklarla taşır yükünü ayın
Sen, merhametinle kucaklar mısın yükünü başkasının?
Zahmetine katlandığını sandığını sanma sakın..
Ay taşıyamaz mı ki yükünü dünyanın?
Yalnız visale ermek, hayalin bir kör noktası;
Dualarla göğe oturmuş pişmanlık tacım
Dile gelen bu bedene açılır mı tevbe kapısı?
Ya Rab, bileyim ki sana muhtacım.
Gündüzlere veda hazırlar kara düşünce
Geceler doğar, o vakitler olur kara.
Bulutlar ağlar, ışığa gölge düşünce
Gel gör ki kara yazımda her günüm sanki kara.
Defterim siyah kalemle dürülünce
Ateş, kara vakitte tenimde dans edince
Dışıma yansıyan ışığım sönünce
Mum gibi erir alev, bedenimin içinde.
Âlem, karanlığa gömülür sisler içinde;
Bedenim, kömür karasıdır gözümde.
Âlem, aydınlığı içer gönül çeşmesinde;
Bedenim, elmas kırığıdır sözde.
Toprak kadar yumuşak bedenim kaldıramaz,
Sırtımda taşıdığım yükün ağrısını.
Artık ölüm karası kan akar, toprağa can akmaz,
Nasıl düşünemedim bu dünyanın sonrasını.
04.08.2015
Atabey AydıKayıt Tarihi : 4.8.2015 22:51:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Sırtımda taşıdığım yükün ağrısını.
Artık ölüm karası kan akar, toprağa can akmaz,
Nasıl düşünemedim bu dünyanın sonrasını
kutlarım nicelerine
TÜM YORUMLAR (3)