Son istasyonda bekleyen tuhaf yolcu
Sımsıcak toprağın kucağında demlenmekte
Anadan üryan, bir başına, avare…
Paranın geçmediği bu son durakta
Naftalin kokan esvapların uzağında
Tütün saran sararmış parmakların nerede? ...
Uykuyla uyanıklığın maverasında
Ne çarşı pazar, ne sen ben kavgası
İnsanların eşitlendiği bu kuytu yerde
Hayatın panjurları gün üstüne çekili
Eli sıkılacak dostların yalnızlığında
Kaşıyacak ne elin, ne başın var
Yer kürenin altı mı, üstü mü belli değil
‘Hoş geldin’e gelir mi yeni komşularımız?
Esrik hissiyatın yüzünden düşen bin parça…
Sükûnetin kollarında, bölündükçe büyür sesin tınısı
Ne kadın dırdırı, ne para derdi, ohh be! …
Güneş saklambaç oynar gölgede kalanlarla şimdi
Herkes unutuvermiş uzak yoldan geldiğini ve öldüğünü
Bir uyku sersemliğinde yüzler, hissiyat mum(ya) lanmış
Kalbin zembereği dağılmış masmavi boşlukta…
Fecrin esrarını kaldırır ölümle zırhlananlar,
Uzun ince bir düşün yorgunluğunda darmadağınık….
Endişeli yüzlerin üflenecek boruda (s) ağır kulakları….
Kayıt Tarihi : 26.10.2016 20:07:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Nihat Malkoç](https://www.antoloji.com/i/siir/2016/10/26/son-istasyonda.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!