Bendim senden kalmış son hatıra mazide,
Bir eski destanın unutulmuş satırlarında,
Ya da kayıp bir kervanın,
çöldeki gölgesiz izinde.
Sesin, zamanın kıyısında yankılanan
Mazmunu eksik bir şiir gibi eksiliyorsun,
Harflere sığmayan bir sükûtun derinliğinde.
Zira kelâmla da anlatılmazdı,
Kudretli kalemler dahi yazamazdı,
Sükûtun sakladığı hakikati.
Gözlerin, eski bir şehrin,
Yorgun minarelerinin solan ezanıydı.
Gönlümdeki kubbelerde yankılanan,
duyanı kalmamış, göğe yükselen öksüz seda.
Bastığı yeri bilmeyen bir seyyah gibi,
Yolunu kaybetmiş bir avâreydim ben.
Ahvalin sükût, hâlin perişan,
Lakin kalbimde hâlâ bir hicran,
Ne kadar unutsam da;
Kalıyor işte bir şeyler ardından.
Sen ki bir ikindinin hazan yeli,
Sen ki nazarımda akan hasret seli,
Söyle! Söyle! Söyle!
Ey yüzümü yakan solgun melâl !!!
Geceler mi uzundu, yoksa gözlerim mi dar gelirdi zamana?
her saat, titrek kandiller gibi
Gölgesini duvarlara vuran bir hüsran olmuş.
Gördüğüm rüya mıydı, yoksa kaderin ince bir sızıyla işlediği kehribar tespih taneleri miydi vakit?
Saydıkça eksilmiş, andıkça derinleşirmiş.
Sen ki bir eylül ıssızlığıymışsın.
Düşen her yaprakta biraz daha eksilen.
İsmin, unutulmuş şairlerin divanlarında
Solmuş bir beyit gibi yankılanırken,
hâlâ eski bir seyyah misali
Adım adım aramışsın yitiğini.
Ey gönlümde sükûta mühürlü suret,
Ey vuslatı hicrana çeviren baht!
Acıyı dindirecek kudret !
Doymayan narın sonu,
Ey! manasız sükunet !
Yıldızlarım dökülmüş gökyüzünden,
Aynalar artık suretini göstermez olmuş.
Her gece göz kapaklarımda mühürlü bir duâ gibi
Sana dönüyorum çaresizce yeniden.
Ey adını yüreğime kazıdığım
Ve silmeye kıyamadığım yitik zaman!
Sen bir bahardın,
Ben ise bir son hazan.
Kayıt Tarihi : 20.3.2025 12:53:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!