Kaç parçamız var canımıza can sunan?
Ne kadar güç getirebiliriz ağırlıkların ardından?
Mesela nasıl haykırır acılarımız bağırmadan?
Sukunet ne zaman sessizliği yok sayar?
Elbette bu kaosu başlatan son hamleyi oynar.
Beni bu eylül öldürecek
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Devamını Oku
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Merhaba küçüğüm; çıkmaza uğramış şiirim senin de deyiminle çıkacak bir delik bulamadı ;) en iyisi o orda çamura bulansın, bizde özümüzü gün ışığında buluşturalım... haydi gel, özünü özümle aydınlık bir dünyada yarıştır :)
Canımıza can sunacak olan parçalar hani nerde? Ağırlıkların ardından getirebileceğimiz güçler mutluluğumuzu götürmesin bizden. Mesela sussak, ve haykırsa birilerine acılarımız derinden... Sükunet=sessizlik o da eşittir yalnızlık kokmasa mesela her yerinden. Bir tarafı mutluluk olsa bu kaosun ve sessizliğimizde hamlemizi yazan kahramanı olsa bu oyunun. Merhaba ilham kaynağım:)
Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta