Güneş tüm sıcaklığıyla yaklaşırken,
Aslında çoğu defa kuruturken toprağı!
Bilinmez bir su ihtiyacı kaplarken tenimi,
Aradığım su ve hayat sensin…
Kimliğini kaybetmiş bir güvercin,
Veya dikensiz bir gül düşün,
Birde siyahı olmayan gökkuşağı,
Ve sonra git korkmadan bir aynaya bak!
Aynada gördüğün sensin,
Göremediğin ise ben!
Tıpkı yağan yağmurda hissettiğin,
Ama göremediğin sıcaklık gibi!
Kar tanesi ne kadar beyazsa,
Ve bulutun evi ne kadar maviyse!
Biz aslında ne kadar topraksak,
Sende o kadar bir meleksin unutma…
Anlattığımı anlıyor muyum sanıyorsun,
Halbuki ben sadece sana doluyum, taşmışım…
Çığ olmuşum sana, sel dolu tipi…
Sen; beni çeken koptuğumsun!
Bilmeni istediğim ama bildiremediğim!
Görmeni istediğim ama gösteremediğim!
Duymanı istediğim ama duyuramadığım!
Tutsak bir kelime sana olan sevgim…
Beklide uzun zaman önce söyleyemediğim,
Ama halen içimi burkan o kelime!
Aslında hep unutmak istediğim o an,
Beni sana böyle mahkum eden…
Belki onlarca alkışın şaşasına darıldım!
Beklide senin masumiyetindi beni utandıran?
Bilemediğim bir tek şey vardı…
Sen benim son gülümdün…
Ömer KÜÇÜKKAYA
01:10 24 Kasım 2006
Kayıt Tarihi : 24.11.2006 01:13:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
bir son güle duyulan aşkın bir son güle hissedilen ihtiyacın hikayesidir bu şiiir
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!