Özlem duyuyorum köyün nazlı canlarına
Hasretimi gidermek için geldim Çağırkan’a
Yufka ekmek peynirden dürüm yaptırıp
Köyü seyretmek için çıktım baran dağına
Sağımda soğuk sulu bol lale, nohut kayası
Solumda çıtlığın çat, yılanlının kalesi
Yeşil ağaçlar kurumuş, güller çiçek açmıyor
Kuş, kuş toplayan kızlar yok, yasta bağ arası
İki mahallenin arasına uzanmış boz tekke
Başını kamana çevirmiş, belediye göbekte
Şar laktan su içelim’de aşalım kuş kaleye
Güneyi seyredelim varalımda eli bebekliye
Nerdesiniz hey! Delikli taşın kesme taşçıları
Murç sesiyle söylediğiniz sevda şarkıları
Rengârenk çamaşırları taşlara sermiş kadınlar
Kulaklarımda şarkıydı çağlağandaki yankıları
Darboğazdaki kayalar ala sığırcık yuvası
Çeşmede al fistanlı kızların elinde su kovası
Köy meydanında sohbet ederdi beyi, ağası
Kurulurdu hükümet, açılırdı meclisin en âlâsı
Yeşilliklere bürünmüş çevlik, kale, beşli yeri
Yassı çayır, kulu köyü verimde oldukça ileri
İmdada yetişip açlık unu için erken yeterdi
Sarı buğdaylarıyla meşhur olan, tavşan tepeleri
Dağ girişini tutmuş sanki küçük kale, kerkenez
Saymakla köyümün eski mevkileri bitmez
Köyümde meşhur idi ayranlı, kabaklı pekmez
Son görüşüm oldu, köy hayalimden hiç gitmez
Kayıt Tarihi : 14.5.2009 14:13:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!