Yaş elli yedi, merdivenin son birkaç basamağında, Bir ayağım başka boyutların esrik salıncağında. Bir oraya hasret ruhum bir tutkun buraya, Al basma entarileri giymek ister deli gönlüm, Huzura hasret geçiyor, gelgitlerle ömrüm. Al bir atın üstünde gelin olmak istiyorum beyazlar içinde. Deeeh diyorum Akdeniz sahillerinde sefahate, Bir çeviriyorum başını atımın, tapusu hazır makbere. Kurdeleli pabuçlarımla sek sek oynamak geçiyor içimden kaldırımlarda. Birileri müstehzi bakışlarla süzüyor beni “bu deli neden dışarda”* Hayretle bakıyorum aynalara, kaz ayakları niye var zümrüt yeşili göz kenarlarımda,? Eyvahlar olsun bu dereler neden var bal dudaklarımda? Kaldırıyorum hain aynaları acımasız gerçeklikleriyle. Dönüyorum arkamı bütün çıplaklığıyla geçen yıllara. Hala kavak yelleri esiyor çünkü, dimdik duran başımda. Gidilecek koyların, gönlümdeki toyların çılgın, projelerini planlıyorum. Diri diri mezara girmek niye anlamıyorum? Şakaklarımdaki aklara, titanyum çerçeve, organik camlara inat, Kör şeytan diyor ki “ koş sahile kendini kızgın kumların üstüne at, Tüm şaşkın bakışlara boş ver, Tüm hayret nidalarının üstüne yat. Kim senin yerine sıratı geçecek, kim bekleyecek seni rasatta? Kara toprak denilen köşk nasıl olsa bir gün diyecek ”geç tahta” Kimse benden tırtıklayamaz son gençliğimi, Dillerine de dolasalar, pazara da çıkartsalar ipliğimi.
Nermin AkkanKayıt Tarihi : 11.5.2012 02:48:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (2)