Gün, yarından habersiz, fırtınanın kopacağı gündü
Bağrından ılgıt ılgıt esecekti ayrılık rüzgarları
Hüzün önce çiseledi, sonra dolu dolu yağdı gök yüzünden
Ardından şimşeklerin ürkütücü patlamaları inledi toprakta
Dışarıda, pencerenin camından süzülen yağmur damlaları
İçeride ise, ağıt koparan son bir damla gözyaşı, sessiz sessiz
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Beklentilerin dayanılmaz ağırlığı altında bir yüreğin gönülde demlenen hüznü ve yüreği burkan titreşimi dizelere çok anlamlı bir duyarlılıkla yansıtılmış İbrahim Bey, kutlarım. Mutluluklar sizinle olsun. (10on+)
Ansızın gelir haberin karası..Ansızın başlar sağanak yağmurlar..gün gün olmaktan çıkar kara gün olur.Zifiri ve acı...Hüznün rengide çok belirgin dizelerde...Duyarlı yüreğe sonsuz teşekkürler...Saygılar/Sevgiler...
güzel bir eser olmuş kutlarım
Önce kelle , sonra ceset yetmedi doğal afet ... şehitlerimiz onurumuzdur , minnettarız , vefasız , talihsiz söylemleri tarihe not düşeriz , saygılarla + + ..........asena
O korkunç gece için çizilenbu şiirsel manzara gerek duyguları ve gerekse yüreklerdeki acıyı çok başarılı yansıtmış... Sanırım 'doğal afet' diyerek afet gibi berbat bir karara imza atılmasından sonra şimdilerde de düzeltmeye çalışıyorlar o yanlışı...
Kaleminize sağlık sayın İbrahim Başar...
Oysa gün, geceden habersiz, fırtınanın kopacağı gündü
Güneşin kan kırmızı batışında kaybolacaktı elveda sözcükleri
Ay ışığının dipsiz derinliğine gömülecekti turfanda umutlar
Sessiz sessiz...
ah ayrılık ve ardından yazılan hüzünlü şiirler
'Üstü örtülen', aslında ne büyük ihmallerin, ne büyük kirliliğin yaşandığının ipuçlarıdır.. Şiirin yazılma gerekçesi yeise düşürdü beni bile...
Demek ki, 'MÜHİMMAT PATLAMASI DOĞAL AFETMİŞ' öyle mi? O zaman dağlarımda ölenler 'HANGİ AFETİN' kurbanları acaba? Doğal mıdır yani? Bu mudur denmek istenen!
İbrahim, Sevgili Kardeşim... 25 tane 'UMUT TÜKENDİ' diyorsun... 25 tane dünyaydı kararan... Etrafıyla, yakıp yıktığı ocaklarla milyonlarca eder diyorsun, değil mi?
Ahh! Bu 'kara lekeler.........' Ülkemin üzerinden ne zaman çıkar acaba? Biz mi çıkartacağız 'ellerimizle', yoksa çıkartması gerekenler mi?
Şüphesiz tarih, hepimizi de yargılayacak..........
Şiiri.. Yazan duyarlı, vefakar Kardeşimi kutlarım... Tekrar tekrar Allah'tan rahmet dilerim genç askerlerimize.. Metanetle............
Yüreğinize sağlık tekrar okumaktan mutluyum usta kaleminizi kutlarım kaleminizden akıcı ve güzel anlamlı duygulu şiirinizi beğenerek okudum duyguları ilmek ilmek işlemişsiniz duygu yoğunluğuyla insanı saran duygu yüklü akıcı güzel şiiriniz için sizi canı gönülden kutlarım Sevgilerimle.+10
Duygu ve içtenliklerle dolu şiirinizi beğeniyle okudum.Selam ve Tebriklerimle.
Şiirin saglam karekterli
oldukca hoş anlatımlı
melek kadar saf ve tamiz
duygularla yazılı kutlarım
Bu şiir ile ilgili 46 tane yorum bulunmakta