Mezardan da, daha derin kazılmış,
Umut ile beklemenin arası.
Bizim anlımıza, kahır yazılmış,
Aklaşmıyor, yüzümüzün karası.
Rüyalarım, kabus oldu uykuda,
Aklım fikrim aralıksız kaygıda,
Kusurum var yaratana saygıda,
Gelmiyor ki ibadetin sırası.
Sarsa idi, yâr zülfünün telleri,
Kül eyleyip, savuraydı yelleri,
Acımadan, celal Cemal elleri,
Taş yağdırıp, dertli başı kırası.
Örseleyip daraltmışım çapımı,
Şifa diye, zehir ettim hapımı,
Rüzgâr bile, çalmaz oldu kapımı,
Deli gönlüm, kime nasıl varası?
Şu zavallı, yüreğimi dinlerim,
Çekip gitmiş, şeytanlarım, cinlerim,
Mızrap vurur, her telime inlerim,
Çok yamandır, sesizliğin nârası.
Randevum var, son durağım boş kaldı,
Efkârlarım, beni benden hep aldı,
Gelen yok, giden yok, kaç saat çaldı,
Beklemekten, mezar oldu burası.
Uç ucuna, umutları eklerken,
Zaman geçmez, bir meçhûlü beklerken,
Tab'tan düşer, derman gider teklerken,
Azar gider, yaralının yarası.
05.09.2012...Mustafa Yaralı
Mustafa YaralıKayıt Tarihi : 17.9.2012 10:35:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!