Son Durak... Şiiri - Ali Akar

Ben bir garip yolcuyum el diyarlarda gezen ve arayıp duran aşkın kokusunu
Nadide bir ipekten olmalı ten, dokunmaya korkmalı can, ama tırmanmalı yokuşunu

Sen bir başka bakarsın, gözündeki ateş mi yakıyor ruhu, alevle mi tavlandın sen
Gelip geçici bir kalp atışıydı arzum, beni yaralı ceylan görüp, yine de avlandın sen

Aşkı senden alacaksam yorganım olmalısın ve uzanıp üstüme ruhunla bir kalmalı
Ben bir olmayı düşünürken, tenin arsızlık edip hani, benden daha fazlasını çalmalı

Huzur olacak sonu, hazlarla dolu olacak yolu ve ben yine de coğrafyanda kayıp
Sen aramaya bile çıkmayacaksın beni, dolaşıyorken bedeninde bunu yeterli sayıp

Bir durak bulacağım sonra, bu bir sunak diyeceğim ve dudağım bir damla arayacak
Usulca uzanacağım hevesle ve bir dudaklık temasla, seni kana kana içmeye başlayacak

Yersiz zamansız gözünde yaşlar, anlamsız kalacak haykırışlar, ama sen yine de mutlu olacaksın
Bir rüya sanacak, kendine dokunacak, dokunduğun yerde elim, elinin altında tenim, şaşıracaksın

Hadi az arala kendini, bir yer aç sende bana, ve usulca sokulayım ordan ruhuna, bekletme
Zaten bir azaptır hasret ve yakmaktayken bedeni, bunca çilenin üstüne yangınımı ekletme

Gördüğüm göz senin, gözüne göz koymuşum, belli değil mi halimden, perişanım izin ver
Sen sakla ben bulayım yurdunu, kaçamak bir bakış atarsın arada, göreceğin de senin, ver

Aklımı karıştıran o iki güzellik olmasa, çoktan inmiştim vadiden aşağı, koşarak hem de
Deli taylar gibi koşturmak lazımdı zaten bu kısrağı, haydi güzelim benim diye coşarak hem de

Derin bir iç çekiş, bir titreme olmalı o anda ve dudağından çıkacak ilk söz, bu tat çok güzel
Büklüm büküm kalmalı, sağa sola savrulmalı, her seferinde adresi bulmalı, ki o yer çok özel

Gelmeli alabildiğince, tas tamam sarmalı, sıkı sıkı kavramalı, sahiplenmeli bu benim diyerek
Sakınmadan vermeli, aşkı derya etmeli ve yüzmeli bir kıyıdan diğerine, ölüp ölüp dirilerek

Ah bu figana benzer hal, ah bu dertlerin en güzeli, can yakan hançer tırnağın canımı alsın
Savruldukça halden hale ve seyrederken tepeden aşağı, bırak üst baş çamura bulansın

Şimdi soyunma vakti ardan, şimdi atma vakti korkuları, ne olacaksa olsun vakti, ay kararmış
Seninle olmak geçmek serden, geçmezken bir geçtiğim yerden, gezginliğim sana kadarmış

Ol durağım ki ben her an seni bekler bir yolcuymuşum, göz güzeli sende gördü, eli görmez artık
Sana söylendi her nağme her söz, senden gayrısına damla su vermesin, ki zaten vermez artık