Gece; Eylül, Eylül kokarak yaklaşıyordu! Güneş henüz batmamış, denizin maviliği ile buluşmaktaydı. Aradaki kaç bin mesafe ile geceye hazırlanıyorlardı birlikte…
Güneş; üzerindeki kırmızı giysiyi yavaşça çıkararak denizde kaybolmaya başlayınca, deniz de çıkardı mavi giysisini ve gecenin karanlığını aldı üstüne… Kırmızı ve mavi son demlerini vuran bir Eylül gecesinde kayboldular…
Eylül’ün kokusu diğer aylara benzemez. Çünkü bazen bitiş, bazen de başlangıçtır Eylül… Bazen yiten bir koku, bazen de yeni duyulan bir hazdır Eylül…
Son demlerini vuran bir Eylül gecesiydi yaşanan…
Çocukluk, o derin ırmak çağrısı
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Devamını Oku
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta