Son Damlan Dökülsün Yarama

Hayrettin Taylan
1968

ŞİİR


23

TAKİPÇİ

Son Damlan Dökülsün Yarama

'Tutuluşun kandilleri sönerken, uzakların ışığı yakamozlarıma yakalanırken sen yine yoktun.İçimdeki yangının dersine çalıştı özlemin suları,seni söndürdü; ama beni ve senli her şeyimi söndürmedi.
Yakamozların yazamadıklarında gelinmişliğinin dalgaları seni yazdı. Seni ben eden yakamozlar renk veren yedi veren beyazların içsel hıcısı içindeki aydır, sen beni hep içinde saydır.

Bülbüller rüyalarımda susunca, düşüp yollara savurma ayrılık eteklerini. Gül tozlarını serpiştirip yollara işte benim sevdam her adımda, her yolda kokar diye bana aitlerini yakarak özletme beni.
Canhıraş bir şarkı gibi, yalnızlığa melodik tatminler yollama,son gelen iletinden ilintili bir hüzün virüslerini aşk belgelerime buluşturur.Ve artık her anıma,her yazıma,her hissime sen varsın.
Tanrılar divanında ben sana yollanmış, ben sana nakışlanmış, yüreğimin her demi sana hislenmiş, ali anların son şahıyım. Ruhumdaki fırtanalar ermiş bir menkıbenin tufanına estirir.Ben , benden uçtu.Hangi sen, beni kendi inine indirir bilinmez.
Benim de içimden geçen denizlerinde yakamozların doğuşunu seyretmek için ilk baktığın tepeye gittim. Hani tepede beni izlerdin aşkla senle aşağı doğru yürüyüşümü.Çocukça bir hevesin ederinden,kederinden, nazarından ne kaldı ki? Sana son kez bakarken düşmüşlüğüm de aşktı.
Hani önce gülmüştün, sonra tüm hızıyla koşmuştun,kanayan avuçlarımı mendilinle silmiştin.Şimdi kanayan yüreğimi kim silecek hiç düşündün mü?

Gönlümde büyüttüğüm, belki sevda geçmişime anıtlaştırdığım sevilme labirentinde okların, ne de denizin mavisi sözlerin deldi yüreğimi. Gitmek zorunda kalmışlığın kömür karası eritti.
Koynumda barındırdığım icra mecraların malihülyaları nice sahte gözleri, unutulmuş coşkuları yeniden devşirir.Yeniden sultanı semahgahına namelerimle alırdın belki.Rüyalar gerçek olsayı oynamıyorum sen yaşadığım tek rüyamdın. Hangi geceye yazılsam,ay tutulması olur ben ile sensizlik arasında.Arada aşkıma uçan beyaz kelebekler olsa da senin güneş pervaneni görünce gelir,senli ölürler oracıkta.
Kavuşma ile kavuşmamak döllemeyi istemiyor gibi bütün imkansızlıklarım tüm bebek yoluyla senli bir aşk bebeği doğurmaya nazırdır gülnazım. Yarın sana yar olurken bekle geleceğim sensiz ve seni unutmuş olarak.Peri masalımı perimle yaşayarak,yarama karalarımı bandıra bandıra herkesin içinde bağıra bağıra, sensizliği çağıra çağıra çağrılar bırakacağım perime. Daha yaşanılmamış acıların hazını duyarsın bir hayıflanma güncesinde bu gün neden yoktum.Yüreğin nitel çocukları sevindirir, nicel özlemler yuva yapar kırılmış gül yaprağımın üstüne.
İki yumurta yapar ebabil kuşu,tam yavru ve sevda yapma anında gül dalın, bensiz halin kırılır. Yavrular yere düşer, ben düşer,sevda düşer, gelmeler düşer, düşülmesi gereken ne varsa düşer.Bir sen düşmez ne kadar zor gülnazım.
Susmanın çağı çoktan seçmeli sorularla günlerimi eritir,gayrı unut, gayrı yazma,gayrı azma mısralarda.Bu hasret böyle unutulmaz,bu yara böyle
Kurumaz.Oysa geçmişin büyülü masallarında cinlerin inime inmiş olmalı.Sayrılar, sanrılar,metafizik öteler arasında kendimi oynuyor gibiyim. Hangi ben seni unutmadı,hangi sen benden gitti ne ben, ne aşk, ne de hiçbir şey çözemiyor.
Gelmelerin fiyatı artmış, kalışların faizini ödemekle geçiyor vasie yaşamın kuyruğunda yaşadığım
Yarım bıraktığımız nice anların tayfında esiyor tayfunların, beni esir ediyor,esrik,eşiği senle beşik olmuş, olmanın bebekliğini sallayan umutlarım tel olur senli elektiriği taşır,için o yüzden aydın.Sen kaçmaya çalıştın ülkenden de kaç,kaçmalardan da kaç,benden de kaçamazsın.

Acılar sancısız çekilmez, yalnızlık sensiz çekilmez be güzelim, Sen nemli gözlerle gittin,insan her istediğinde ağlayabilir mi ki? Hadi şimdi ağla?
Vurgun olduğum, dargın kaldığım merhabalarında yeniden alıştırmalar yap ben ile seni bir türlü unutamayan ben arasında.Ödev ver gelmelere,sözlü yap seninle sözlü kaldığımız anların huzuru gibi.Parmak kaldırmadan,içten kavrularak, istendik her güzelliğin adıyla son notunu ver bana.Hocasın,kanaatlerine kaldı senden geçmem.Son sınava çalışamamıştın, başka birine bir gecelik çalışmadan gidip geçmiştim.
Evet hocam, işte bazılarına hiç çalışmadan geçiyorken, şeytanın verdiği ödevi koşarak,azarak,çoşarak yaparken asıl senli sınava çalışamadım.
Bunun sosyolojik, psikolojik hatta biyolojik jiklerini anlatsam da yürek anlar mı ki? Hangi yürek bu sınavsız geçişle geçtiğim mum ışıltı günah ışıldayan sınavı mı?
Acılar sancısız çekilmez, yalnızlık sensiz çekilmez be güzelim, Sen nemli gözlerle gittin,insan her istediğinde ağlayabilir mi ki? Hadi şimdi ağla?
Son kez ağla ki senli,sensiz büyüttüğüm sevda fidanım ve vicdanım kurumasın.

Hayrettin Taylan
Kayıt Tarihi : 26.4.2009 19:04:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Hayrettin Taylan