Son Damla Şiiri - İbrahim Şahin 2

İbrahim Şahin 2
532

ŞİİR


24

TAKİPÇİ

Son Damla

ŞEHİDİN İLK DAMLASI VATANINA SON DAMLASI OCAĞINA DÜŞER
Salih’in evi alışıla gelmiş günlerden farklı bir gün yaşıyordu. Salih’in büyük oğlu, küçük oğlu Can’nı öpmüyor, Can’la oynamıyordu. Abisi Can’nın tanıdığı tanımadığı büyüklerin elini öpüyordu, abisini büyükler öpüyordu. Abisini annesi öptü. Annesi hıçkıra hıçkıra ağlıyor, dönüp dönüp abisine sarılıyor. abisi, annesinin elini öpüyor. Abisi, babasının elini öpüyor, babası abisini… Abisi Can’ı öpüyor. Can şaşkın.. Abisi, ‘’Hoşcakalın.’’ diyor. El sallıyor. Abisi gözden kayboluyor. Anne, ağlamaya devam ediyor. Baba sesizliğe bürünmüş, bakışlar durgun. Eş dost akraba,’’ Allah kavuştursun.’’ diyor. ‘’Sayılı gün tez biter.’’ diyor. ‘’Allah sağ salim dönüşünü nasip etsin.’’ diyor. Annesi soruyor, ‘’Kınalı kuzum sağ salim döner mi? diyor. Eş- dost, ‘’ İnşallah.’’ diyor. Can, olan biteni anlamaya calışıyor. Kulaklarında büyüklerin sözleri yankılanıyor. Sözler peş peşe, ‘’ İnşallah, şaş Allah, sağ sağ, salim, salime, selim’, ’Kınalı kuzu’’ İyi de evde kuzu yok. Bir tek Can’nın bildiği ‘’ Miyav’’’ var.
Evde bir sessizilik bir sessizlik… Salih gitmiş, eş dost dağılmış. İçin için ağlayan bir anne, duvarla bütünleşmiş bir baba… Babanın kucağında Can. Can şaşkın… Babaya bakıyor, baba evin yedek duvarı. Can bilse nabız atışını yoklayacak. Nefes alıp verdiği, nabızlarının attığı kuşkulu.. Anneye bakıyor, anne gök gürültüsüz yağışta, Gözyaşı, sel. Dökülen gözyaşları şalvarının oluşturduğu vadide toplanıyor. Şükür eşyalar güvende. Can anlıyor, üzücü bir durum var. Başlıyor sorulara:
- Baba, anne niye ağliyi?
- Oğlum, abini askere yolladık.
- Asgerlik kötü bi şey?
- İyi bir şey oğlum.
- Anne niye ağliyi?
- Oğlum annen sevinçten ağlıyor.
- Abi ev garanlik olince geliy?
- Gelmeyecek oğlum.
- Ev şavk olunca geliy?
- Ev aydınlık olunca da gelmeyecek oğlum.
Can, fırlıyor babanın kucağından, oyuncağı elinden alınmışçasına basıyor çığlığı. Çığlık sesi bastırdı annenin çığlığını. Çığlık sesi, durdurdu annenin göyaşlarını… Anne, adı üstünde anne… Anne hemen aldı Can’ı kucağına, öptü, okşadı. Gözlerinin içine baktı, ‘’Niye ağlıyormuş benim bir tek yavrum? ‘’ Bir tek’’ sözü sevgi göstergesi mi, yoksa gerçekten tekliğin ifadesi mi? Can’da gözyaşları yerini titremeye iç çekişlere bırakır. Can annesinin sorusuna cevabı verrir:
- Abi getdi, getdi.. Beni payka kim götüycek, kim oyuncak aliycak? Ben kime abiy diycem?
- Gelecek oğlum, gelecek?
- Ne zaman?
- Askerliği bitince gelecek oğlum.
Can yüzünde kalan son gözyaşı damlaları gömleğinin kolu ile siler. İç çekişler, titremeler bitmiştir. Şaşkınlık devam ediyor. Can, babaya döner. Hecelenen sorular peş peşe;
- AA- as-kee-ker-lik ney?
- Oğlum, askerlik bir çocuğun büyümesi. Büyümesi erkek olmasıdır. Bak, abin büyüdü, erkek oldu, asker oldu. Sen de büyüyeceksin.
- Ben erkek olcem mi?
- Olacaksın oğlum?
- Asger olcem?
- Olacaksın oğlum.
- Ben mama yiyecek, mama çok yiyecek, büyecek erkek olacak, asger olcek, abiye gidecek.
Anne devreye girer:
- Ben sana mama yedireyim çabuk büyü.
Can’nın mama yeyişi; mama yeyiş yarışmasından daha hızlı… Mama yeyiş Can’a bütün üzüntüyü unutturmuştur.

Can uykuda. Can, yüzüyor derin rüyalarda. Can asker elbisesi giyor. Can’ın eli silahta. Can çığlık atıyor, ‘’ Silah, boyumdan büyük, silah agir, galdiremiyem! ’’ Çığlık annenin uykularını böler. Anne yüreği….. Anne Can’ı öper, okşar. ‘’ Oğlum büyecek, oğlum asker olacak.’’ Can derin uykuda. Can koşuyor rüyadan rüyaya. Can koşuyor düşman peşinde. Can’da çığlık,’’Düşman gaçma! ’’

Sabah Can kahvaltıda. Bu can başka Can. Can sofrada ne var ne yoksa hepsinden yiyor. Mama devri bitti. Can büyüme yolunda. Kaşık elde. Kaşık dalıyor her tabağa. İki kaşık dökülüyor ele yüze. Bir kaşık buluşuyor ağızla. Lokmanın biri yutulmadan biri daha. Anne:
- Yavaş ye oğlum, boğazına tıkılacak.
- Çok yiyiycem, yiyiycem, böyiycem, böyiycem, asger oliycem.
Can bahçede..
Can sokakta. Can tek başına oyun aynuyor. Can’nın tek oyunu askercilik. Can koşuyor, can yakalıyor. Yakaladığı çoğu kes bir ağaç dalı, bir odun parçası, bir taş, bahçeye atılmış bir eşya parçası; her biri can için bir düşman.
Can, ola ki bir yaşıtını bulursa ‘’ Benle askercilik oyniy min? ’’ Derse ki arkadaşı ‘’Oynayalım.’’ Can, ‘’ Sen düşman ol, ben asger, sen gaç, ben seni yakaleyim.’’ Arkadaşı derse ki’’ Sen düşman ol.’’ Can kabul ediyor. Amaç askercilik oynamak.
Can düşman, arkadaşı asker. Can koşar, bahçe bahçe, sokak sokak. Can düşer, can kalkar, arkadaşı kovalar, arkadaşı yakalar. Can düşer, can kalkar. Can savaş kaçkını... Elbisesinde yırtılmadık yer, vücütta çizilmedik yer kalmaz. Can’ da üzülme yok, can’da ağlama yok. ‘’ ‘’Asker ağlamaz.’’

‘’Can asker olacak. ‘’ Askercilik, Can’ın oyunu,, askercilik Can’ın rüyası. ‘’ Can asker olacak.’’ Canın babası Can’a asker elbisesi alıyor. Can’daki sevinç asker olmadan da öte. Can giyiyor elbisesini. Elbiseye bakma sevini saman alevi… Can’dan ilk soru gelir:
-Hani silagim? Silagsiz asger oliy mi?
Baba biliyor silahsız asker olmaz., Baba biliyor silah ölüm.. Baba Can’ın dünyasında oyuncak da olsa silah olsun istemiyor.
Can, tekrar sorar:
- Bana silag alcan mi?
- Oğlun silah düşmana kullanılır, burda düşman yok, bir ben var, bir annen. Silahı sen asker olunca verecekler. O silahla düşmanın peşinden gidersin.
- Çok yemek yiycem, yiycem, çabucak büyiycem, asger oliycem.
- Tamam oğlum, sen büyü, büyü asker ol.
Günler geçiyor, Can oynuyor, Can yiyor, Can büyüyor. Can soruyor, baba cevaplıyor.
Can oyun oynuyor, annenin gözü televizyonda, kulağı şehit haberlerinde. Her şehit haberinde gözünün önüne kınalı kuzusu gelir. Her şehit haberinde kendisini yatak odasına atar, gözyaşlarını yanaklarında süzer.

Anne yerinden fırlar, ‘’ Allah kahretsin, yine şehit, yine şehit.’’ Can:
- Şehit nediy?
Baba çaresiz, sözcükler boğazında düğümlenir.Can sorar:
- Şehit kim diy?
Baba tane tane anlatır’’ Askerde vatan uğruna.. ‘’ (Bir türlü ölen sözcüğü çıkmaz ağzından.)
Can,’’ Her asker şehit miy? ’’ diye sorar. Baba:
- Değildir oğlum. Sadece ölene şehit denir.
Artık her şehit haberinde bir asker öldüğünü Can da anlamaya başlamıştır. Her şehit haberinde babasının bakışlarındaki değişiklik, annenin gözyaşları Can’ın yüreğine de absinin ölüm korku tohumlarını serpmeye başlamıştır.

Can’ın ‘’ Asker olacağım.’’ Sözüne bir yenisi eklenmiştir. ‘’ Ben asker olacağım, abiyi ben koruyacağım.’’
Can’ın soruları değişmiştir. ‘’ Abim ne zaman gelecek?
- Az kaldı oğlum.
- Günler geçmiş ‘’ Ne zaman’’ sorularının yerini ‘’ Kaç gün’’ soruları almıştır.
Günler azalmış azalmış son bir rakamına düşmüştür. Her çalan kapı zilinde, her açılan kapıda abi geldi beklentisi son çalan telofanla birlikte uçup gitti. Çalan telefonda abi ‘’ Teskere bıraktım, onbaşı oldum.’’ diyordu. Babanın yalvarmaları, annenin çığlıkları fayda etmedi, verilen karara.
Anne dövünüyor, anne hıçkırıyor. Can soruyor:
- Abi şehit mi oldu?
Baba cevaplıyor:
Şehit olmadı, onbaşı oldu.
- On başlı mı oldu, başı mı kesildi?
- Oğlum onbaşı; komutan. Abin askerliğini bitirdi komutan oldu.
- Ben asker olunca on başlı olacağım
- Oğlum sen binbaşı olacaksın.
- On başlı on kişinin komutanı, bin başlı bin kişinin komutanı.
Can artık oyun oynamıyor. ‘’ Komutan oyun oynamaz.’’ diyor.
Annenin gözü televizyonda, kulağı şehit haberlerinde. Can’da bitmeyen teselliler. ‘’ Ben komutan olacağım, abimi ben koruyacağım.’’

Can okulda. Can artık ‘’ Binbaşı’’ diyebiliyor. ‘’ Ben okuyup binbaşı olacağım.’’ diyebiliyor.
Can’ın okulda ‘’ Binbaşı olacağım.’’ Deyişi bir gün sürdü. Ağşam eve geldiğinde evde ilk defa görülmemiş bir kalabalık, görülmemiş bir ağlama kargaşası görüyordu. Can annesinin ağladığını her gün görmüştü babasını ilk. Baba ağlıyor baba ‘’ Ben öldüm.’’ diyor. Can ‘’ Baba ölen abim.’’ diyor. Baba:
Oğlum şehidin ilk damlası vatanına, son damlası ocağına düşer. Odamla beni, anneni her gün öldürür.
Can kendi kendine ‘’ Abi öldü, baba, öldü, anne öldü, ben yaşıyor muyum? ’’ diyordu
Sahi, Can yaşıyor mu? Sahi, yaşayan bedenler kaç ölü beden taşır can bedende?

İbrahim Şahin 2
Kayıt Tarihi : 15.12.2015 19:44:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

İbrahim Şahin 2