Mesele derin
İlahi bir Aşkla sevdim seni
Güzelliğin Cemal’in tecellisi
Papatyadan ellerin
Giyinince mor menekşeden elbiseni
Anladım bu ayrılık, Cennetin cilvesi
İlk gördüğümde seni
Güneşte yağan kar tanesi gibiydim
Hep seni düşünen, hep sana düşen
Dokun(a) madan eriyen
Günahsız bebek gibi yürüdüm sana
Nazlı bir çocuk edasıyla niyaz etmiştim seni
Benliğimi kavuran tüm günahlara rağmen
Şiirlerde yazılan o masumiyet hep içimdeydi
Yıllarca acıttığım sensizliğime
Keffaretimdi Selamım
Evrenimdeki en büyük acı oldu Merhaba deyişin
Çünkü rüzgâr habersiz eser
Kırıp döktüğünden
Etrafında döndüm kaç kere
Cefa ve keder yokuşlarında koşuşturdum hep
Susuz çocuğuna Anne telaşıyla
Vefa yollarında, engellere attığım taşlardan öfkemle
Ama susuz kalan bendim, kurban edilen de
Çocukken büyüyeceksin dediklerinde
Üzülürmüşüm hep
Kovulurken o gün, gül bahçesi yemyeşil ırmaklardan
Yasaklı bitkilerde aradım teselliyi
İlk közünde, dumanı içime çektiğimde anladım büyüdüğümü
Mutluluklara baktığım gözleri kör eden
Şimdi neredesin
Kiminlesin bilmiyorum
Herkes sevdiğine süslü gazeller yazarken
Bir avuç cümleye sığdırmak istedim seni
Boğazıma düğümlenen kelimeleri buruşturdum attım
Hiç ama hiç seni yazamadım diye
Şunu bil ki,
Mutluluğun mutluluğumdur
Üzüntün, belki de toprak oluşum
Solduğun her yer fezam, bastığın yerler arzım
Nasip olurda biterse bu günahlarım,
Yine Cennettedir O en son arzum
20.01.2016
Ahmet ÜveysKayıt Tarihi : 23.5.2016 08:19:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!