Muhsin Yazıcıoğlu'na...
Eyyy koca reis, son alperen
İnsanları yiğido diye anılan
Anadolu’nun bağrı sayılan
Bilenlerin “Sibirya” dediği Sivas ellerinde
Üşüyerek dünyaya geldin
Çocukluğun, gençliğin, hatta bütün ömrün
Sefalet içinde üşüyerek geçti
Ama hiç dert etmedin bunları
“Altı üstü ne ki? Sefalet ve soğuk, hepsi bu” dedin
İnsanlığa şükür ve kanaati öğrettin
Hapislere düştün, hücrelere girdin
Tırnakların söküldü; acı, zulüm, işkenceler gördün
Ömrünün belki de tek isyanını pencerelere yaptın
“Güneşimi kapatmayın, beton çok soğuk,
Üşüyorum” dedin
Aşmak istediğin kekik kokulu koyaklara
Cansız bedenin düştü
Oralarda iki gün ruhun dolaştı
“Güvercinler ülkesi” dediğin yer, Keş Dağıysa eğer
Aradığın o çeşme başı da Kevser Pınarıymış meğer
Sonsuzluğun sahibine seslendin
“Sana ulaşmak istiyorum” diye yalvardın
O sensizliğin sahibi seni duymayacak
Kendisine teslim olmuş bir gül adamı
Daha ne kadar yalvartacak sandın
Üşüyerek doğdun, üşüyerek yaşadın, üşüyerek şehit oldun
Yeni yurdunu bile bir bahar gününde karlı dağlardan seçtin
Şahadetinle bile neler anlattın bize, adeta üstümüzden geçtin
Ama artık üşümeyeceksin
Kabrindeki nur ve milyonlarca fatihayla ısınacaksın
Çok erken terk ettin bizi, yaşın ne ki? Daha elli
Senin suçun belli
Bu millete hizmet ettin
Peki, eyyy koca reis, son alperen
Bizim suçumuz neydi…
Kayıt Tarihi : 25.3.2015 19:15:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!