Attığın adım son olabilir.
İyi düşün, iyi değerlendir
Son akşam kızıllığı kadar
Kaldı vaktimiz,
Ardından gece karanlığı…
Karanlık gecenin karanlığında,
Bir kara nokta gibi sevdamız,
Kaybolup yok olmaya başlayacak,
Son gün zamanı kızıllığın,
Yerine karanlık gelmeden,
Akşamın son kızıllığı sona ermeden,
Sabah olmayacak kadar uzun,
Bitimsiz gece saatleri başlamadan,
Belki seninle günün son anlarına,
Son anların, son dakikalarına
Saniyelerine gelmiş olacağız…
Gel inat etme
İnat etme de,
El ele girelim…
Karanlık noktaların, karanlık kucağına…
Son olabilir attığın adım,
Son akşam kızıllığı kadar kaldı vaktimiz
Ardından gelen gecenin karanlığı,
İyi düşün, iyi değerlendir
Bunlar günün, son kızıl ışıkları
Bu kızıllıkların ömrü kadar kaldı vaktimiz
Ardından gelense gecenin karanlığı,
İyi düşün, iyi değerlendir
Bunlar günün son kızıl ışıkları
Bu karanlıkların ömrü kadar kaldı vaktimiz
Ardından gelen gecenin karanlığı…
Karanlık saçları gecenin
Yollarımızı kaplamadan,
Yollardaki her kum zerresi
Her taş tanesi
Kızıl ışıklarda
Yakut rengine dönüp, tutuşmadan
Kan rengine dönerken ışıklar
Sevda gariplerini boğmadan
Gel inat etme.
İnat etme, ne olur gel…
Gecenin özel vaktine
Birlikte, el ele girelim…
Dağların doruklarında ufuk,
Aslı’nın saçları gibi tutuşmadan,
Kan kırmızısından,
Mor kırmızısına dönmeden,
Sözlerimi,
Sevdamızı,
Aşkımızı,
Son kez olsun
Bir kez daha düşün…
Dönüşü olmayan yoldur bu gittiğin…
Kalbine gelen kanlar,
Taşıp ayaklarına varmadan,
Dudaklarından sızıp,
Parça parça yere düşmeden,
Boğazında hıçkırık oturup,
Düğüm, düğüm olmadan,
Her attığın adımdan sonra
Dönüp dönüp,
Yavru ceylan gibi
Ardına bakmadan,
İçin erirken,
Süzülen gözyaşların
Yanaklarından dudaklarına varmadan,
Son kez, bir daha düşün…
Son olabilir bu attığın adım.
Akşamın son kızıllığınca kaldı vaktimiz,
Bak geliyorsun son denilen
Gece karanlığına ömrün…
Sevdamız gecenin karanlığında
Son nokta olup kaybolmadan,
Leyla ile Mecnun gibi
Birimiz çöllere,
Birimiz toprağa düşmeden,
Işıl ışıl mehtap,
Pırıl pırıl gece,
Ay karanlığa dönmeden,
Gel, duy sevdanın feryadını,
Feryadını duy kalbinin,
Aşkın yüceliğine inan,
İnan, sevmenin kutsallığına…
Henüz vakit dolmadan,
İki adım sonra durup,
Saç tellerini,
Tek tek yolmadan,
Son kez daha düşün…
Şu, ardına dönüp, dönüp bakışın
Damla damla yaşların uzaması,
Zerre zerre kalbinin erimesi,
Belki de benden bu son kaçışın,
Kollarını bana son açışın
Son nefesin, son af isteyişin,
“ Ne olur, affet “ deyişin olabilir.
Parçalanmış bir yürek,
Horlanmış bir sevda,
Hiç yaşanmamış bir aşk,
Bu son anında,
Yolunu kesebilir…
Ya da, başlayan gecenin karanlığında
Kara bir nokta gibi geceye karışıp,
O karanlıklarda yok olabilir…
Bak, akşamın son kızıllığı kadar
Sonlanan ömrün son anı kadar
Kalmış olabilir vaktimiz…
Kayıt Tarihi : 15.10.2008 18:12:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!