Son Akşam Şiiri - Erol Nacar

1
Düşündüm...
Seni düşünürce düşündüm
En sonki akşamı...

Ne bir hazırlığım var,
Ne bitmiş şiirlerim,
Ne de vedalaştığım dostlar! ...

Bilirim,
Kızmaz hiç biri de bana.
Alışıktır,
Alçaklığa alışık oldukları kadar! ...

2
Yürüdüm,
Seni yürüdüm son akşam.
Yağmur oldum,
Toprak koktum yaşam dolu.
O yüzdendir,
Bir akşamda yürüdüm,
Sensizce yürüdüm,
Bir ömür aldığım yolu
Son akşam! ...

Sensizlik ne acı! ...

3
Hiç bir olağanüstülük yok.
Herşey sade son akşam.
Yan komşum tele'sini seyrediyor,
Gençler esrar çekiyor
Karşı binanın altında.

Atölyedeki işçiler ve patronlar
O,
Aptal rollerini oynuyorlar hâlâ! ...
......

Şişmanca olan işçi
Çift vardiya çalışıyor.
Patronunun dublörlüğünü de yapıyor ayrıca
Zayıfça olanlardan biri.

4
İşte yaktı lambasını,
Dişlerini fırçalıyor.
İstemediği 'bi herifle' yatmış anlaşılan.
Üç kuruş fazlasına
Dayak ta yemiş olmalı.
Soğuk sular damlıyor yanağına,
Başına tuttuğu buz torbasından.

Birazdan dostu gelecek,
Hesap kesilecek...
......

Halen bitiremedi yuvasını
Yan saçaktaki saksağan.
Saman bile parayla.
Kurşun levha üzerinde yumurtası
Pişti pişecek,
Pişti pişecek! ...

5
Herşey o kadar ki sade
Son akşam,

Yine
İnsanlık adına,
Özgürlük
Ve
Barış adına savaş naraları atılıyor.
Yine halkı aldatıyor
Elbirliği içinde medya!

Kim bilir,
Hangi çıkarların,
Hangi maden ocaklarının üstü bombalanıyor.
Ve
Bir günlük yiyecek stoku bile olmayan
Kaç tane insan üşüyor,
Çocuklar ölüyor
Son akşam! ...

6
Herşey sade son akşam.
Korkardım oysa
Her defasında canımın yanacağından.
Ellerim bile titremiyor son akşam! ...

7
Mutlaka borçluyumdur da son akşam.
Ve
Mutlaka düşünmüşümdür:
'Acaba ne yapsam? '
Ve gülmüşümdür de son akşam! ...
Borçlu ölmek güzel!
Lakin,
Alacaklı olmak yaşamdan! ...
......
......

8
Herşey sade...
Tüm ömrümce olduğum gibi
Çalışmaktan başka
Herşeyden mahrumum yine.
Ne demeli şimdi
Dünyaya dilenci gözlerle bakan
Ahmet Haşim'e? ...

9
Ne zaman
Fecrisadık diye gözlerimi açsam,
Yalancı tandır karşıma çıkan.

10
Sensizim,
Aslında yine sensizim
Son akşam!

Ellerim tutuşur,
Şımarırdım sen olsan.
Akdeniz rengine boyalı beşiğimde:
'Agggaaaa! ...' derdim.
'Agga...gaaa! ...'

Ne sandın ya!
Yeniden doğardım,
Çıkıp gelseydin fabrikalardan.
Son akşam......