Soma da Geçen Bir Kaç Günün Anısına..

Soruyorum SAYIN BAKAN...
Yoktu ne gündüz nede geceleri...
Emekçiydi yaşlısı, genci, nasır tutan elleri..
Soğuk hava düşmanıydı soma cengaverleri...
Soruyorum Sayın Bakan..
Çıkartıp verebilir misin ütülü ceketini..
Çizmesi kirlenmiş düşünüyordu dostum devletin beyazını..
Üstü başı simsiyah düşünür mü devlet dostumu
Küçük bir çocuk vardı kucakta yetim kalmış 4 yaşında
Amca diyor ki ben sahip çıkacağım evladıma..
Soruyorum Sayın Bakan..
Evladım diye sarılabilir misin Sen bu küçük yavruya..
Soruyorum Sayın Bakan..
Sen düşünür müsün emekçi kadar devletin beyazını...
Yirmi metre inmişlerdi bütün kardeşler...
Kimi gurbete gelmişti, kimi evliliğe heves etmişti...
Kimiside vardı ki kırk lira için canından bile vazgeçmişti...
Şimdi soruyorum Sayın Bakan.
İner miydin o kadar derinlere nasır tutar mıydı ellerin..
Vazgeçer miydin canından.
Bir araba kömür çıkartabilir miydin milyarlık takım elbiseyle...
Sen hiç sarılır mıydın kömür hisleri altında o soğuk gecelere..
Şimdi mi geliyor bu vatan millet aklına..
Ölmek mi gerek bir şeylerin anlaşılması uğruna
Bak o insanlara, bak o gözlere bulamıyorlar cansız bedenleri toprak altında..
Hiç bir yaralı vatandaşı kaldırdın mı omuzlarında..
Şimdi soruyorum Sayın Bakan..
İllada söylemek mi gerek bu millet toprak altında..
İllada anlatmak mı Gerek Vatan millet Aşkına...
Şimdi soruyorum Sayın Bakan..
Ne olacak bu giden canlara?
Kim sahip çıkacak geride kalmış emekçi dostlarıma?
kim yaraya derman olacak arkada bırakılanlara..
Yazık değil miydi onca cengaver yiğit dostlara
Elleri nasır tutmuş emekçi dostlara...
Allah'a emanet olun dostlarım buda son veda....