Kimi kerpiç kimi tuğla bacalardan yükselir kara dumanlar. Mayısın ortasında tüten kara talih çekilir efkar sigarası gibi yüreklere. Siner oturur yüreğine şalvarlı eli nasırlı anasının, babasının; Soma'nın.
Çiçekler kurur. Sahipsiz kalır. Bülbülünü alır, gül yüzlü güllülerin kara ruhlu akbabalar. Ve bir yetim kus boynu bükük kalır daha uçmasını öğrenmeden. Çakallar bekler köşe başında. Onu da kapmak için. Ve bin yetim kuş sahipsiz kalır.
Kara talih tüter, sıvasız bacalardan, soba yanmadan, Soma'dan. Sobalarda yansın diye çıkan kömürler bir 13 Mayıs akşamında ocaklar yakar. Sonen insanlık onuruna, işçi haklarına inat yandı yürekler helal ekmek uğruna.
Ve bilmem beş yüz kaç kömür tozlu adam tukurdu canlarıyla kara yüzlerine kara hırslı adamların. Çöreklenmişlerdi kömür gözlümün sırtına. Semire semire semirmek için. Kömür gözlümün emeğini gevişmek için
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta