Beytülmal dan aldığı, ne kadar payı varsa,
Fakire fukaraya, yoksullara verirdi.
Bir lokmaya şükreder, ekmek başını yarsa,
Bizim sofrayı görse, kahırlanıp erirdi.
Nerde haksızlık görse, kükreyerek coşardı,
Alçaklıktan korunur, faziletli yaşardı,
İhtiyacı olana, bekletmeden koşardı,
Gönlüne kanat takar, rüzgâr gibi gelirdi.
Biz modernlik adına, tüketim çağındayız,
Babil’inkinden yüz kat, görkemli bağındayız,
Söz ile Müslümansız, Ramazan ayındayız,
Ali’nin sofrasında, çorba, hurma yenirdi.
Dünya bir bu kadar insan olsa da besler,
Nerede o kanaat? Paylaşımcı hevesler
Çok kötü kokuyorsa, sefaletten nefesler,
Bir tarafın hakkını ötekiler semirdi,
Somali’ye yardımmış, insanı güldürmeyin,
Önce doğru harcayın, kimseyi öldürmeyin,
Bir eliniz verirken, birine bildirmeyin,
Onların etlerini çakallar mı kemirdi?
Yiyin için tıkının, üç kere kaka yapın,
Kilonuz düşmediyse, spor yaparak atın,
Üretmeden yaşayın, çok tüketip batın,
Gezip tozup eğlenmek, sanki ulvi emirdi.
Bizim soframız gibi, Karun’un olamadı,
Nemrut ta yiyemedi, Firavun bulamadı,
Âli gibi ilimle, irfanla dolamadı,
Bu yüzden ki ona hep Ali Haydar denirdi.
Çarıkları yırtılır, ayakları kanardı,
Yırtıkları söküğü elleriyle yamardı,
O hali yaralıya, okkalı bir şamardı,
Kolları balyoz gibi, pençeleri demirdi.
15.08.2011…Mustafa YARALI
Mustafa YaralıKayıt Tarihi : 15.8.2011 20:13:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!