Gece sessiz kaldırımlarda oturup,
hıçkırarak ağlayan insanların olduğu,
Issız bir şehirden geliyorum ben.
Bir elimde izmaritine kadar yanmış sigara,
Diğer elimde,
içine votka katılmış bir bardak vişne suyu,
Uyuyakalıyorum.
İnsan bu zulmü neden kendine çektirir?
Anlam veremeyen,
ama içten içe kendine zulmeden,
insanların içinden geliyorum ben.
Küçükken düşündüğüm bütün kötü şeyler,
Nefret ettiğim her bir düşünce,
Başıma gelmeden büyüyemedim.
Ucu Güneşe uzanmış dağların tepesinde ki
Bembeyaz kardan daha lekesiz, temiz
Gün ışığından daha berrak, daha ak
Güzel beyaz bir kadının vücudundan,
daha beyaz;
Hayalimdeki ulaşılamaz mutluluğun
Bana bahşettiği güzellik.
Düşünmeden büyümek kadar
değerliydi belki de,
Büyümeden yaşamak.
Sorgusuz sualsiz yürüdüğün şu kaldırımlar
Kimlerin eline değdi bilmeyi istemek
Düşüncenin en uç noktasıdır belki de…
Giydiğin ayakkabıyı
sen almadan önce kimler denedi?
Kimler seni görüp beğendi,
Kimler ise nefret etti?
Doğduğumuz gün gibi çentiksiz kalsaydık,
Şimdiki gibi değerli olur muyduk acaba?
Umutsuz soruların,
Çaresiz cevaplarına inanan insanlar,
Dalga geçme Sebebi olabilir mi?
Susmak,
En doğru yaşama şekli ise;
Konuşmak,
Susmanın ertesi değil mi?
Sadece…
Kayıt Tarihi : 4.3.2018 23:09:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!